|
Oğluma Avrupa Mektupları 1: "Sınırlar ve Avrupalı Horoz" Onların silahları var: Avrupa Ordusu Yarının Avrupası ve Türkiye |
|||
Live Vote is temporarily unavailable.
|
Türkiye, tek bir kadın üyesi bile olmayan bir bakanlar kurulu ile mi Avrupalı olacak? Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliğine üye ülkelerin ulusal parlamentolarında yüzde 40 kadın üye kotasını tartışırken biz hangi noktadayız? Meclisimizdeki kadın milletvekili oranı Arap ülkelerinkiyle beş aşağı beş yukarı aynı ise, neden böyle olduğunu düşünmeliyiz küçüğüm. Seçimlerde aday olmak isteyenler için ancak yüz kilo kaldırabilenler aday olabilirler diye bir koşul yok. Ama bizim parlamentomuza bakanlar sanır ki milletvekili olmak belirli bir ağırlığı kaldırabilme yeteneği ile ilgilidir. Siyaset ile kas gücü arasındaki ilişkiyi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Yoksa sana bırakacağımız ülke gerçek bir demokrasi olamaz. Demokrasi insanlık tarihinin belki de en uzun maratonu. Kadınlar için daha da uzun bir koşu. Avrupalı kadınlar, siyasetten dışlanmalarının bir demokrasi sorunu olduğunun farkındalar. Mücadele, bu haksızlığı ortadan kaldırmak için. Türk kadını haklarını kullanmasını bilemedi masalı sana da anlatılacak. Ama annen daha1923te yazar Nezihe Muhittinin Kadınlar Halk Partisini kurmak için başvurduğunu, ama başvurusunun reddedildiğini fısıldayacak kulağına... Doğduğun yıl olan 1999da ülkemiz siyasetinde aleni bir erkek kotası olduğunu kadın milletvekillerinin parlamentomuzda yüzde beşi bile bulamayan oranı ispat etmekte. AVRUPADA NASIL OLDU? Avrupada kadın seçmen kitlesinin dikkat çekici ilk toplu eylemi 1971de Norveçte gerçekleşmiş. Norveç kadın örgütleri biraraya gelip belediye seçimlerindeki kadın aday azlığını protesto için kadın seçmenlere çağrıda bulunmuşlar: Listelerdeki erkek adayların hepsini silin, geriye sadece kadınlar kalsın! Oylar sayıldığında başkent Oslo dahil ülkenin üç büyük şehrinde seçilenlerin çoğunun kadın olduğu ortaya çıkmış. Norveçte hükümetin eşit sayıda kadın ve erkek bakanlardan oluşması geleneği, o gün açılan sürecin tortusu. |
|||
zeynepgogus@ superonline.com
YAZARA MAİL GÖNDERMEK İÇİN TIKLAYIN |
İsveçtede Norveçtekine benzer bir senaryo. Günün birinde partilerin kadın politikalarına sinirlenen İsveç kadın örgütlerinin sabrı taşıyor ve tepki olarak bir kadın partisi kurma kararı alıyorlar. Kamuoyu yoklamaları bu partinin oyların yüzde 40ını alacağını gösterince tehdit mesajı hemencecik algılanıyor. Partilerin kadın politikalarına çeki düzen vermeleri ve işte bugünkü sonuç: İsveç parlamentosunda kadın temsilci oranı yüzde 40. İskandinav ülkelerinin tümünde kadın siyasetçi sayısı kotaların yardımıyla yükseldi. Almanyada ise Yeşillerin yüzde 50-50 eşit temsil zorunluluğu getirmesi diğer partiler üzerinde da basınç yaratarak kadın milletvekili olarının yüzde 40lara çekti. İngilterede kota yok, ama yine de Tony Blairin İşçi Partisi olumlu ayrımcılık kuralını uyguladı, bazı seçim bölgelerinde kadınları seçilebilecekleri yerlerden aday göstererek. Özellikle de eskiden seçilmiş milletvekillerinin tekrar aday olmadığı bölgelere yeni aday belirlenirken, kadınlar tercih edildi son İngiltere seçimlerinde. Zannetme ki küçüğüm bu işler kolay oldu. İnanmayacaksın ama demokrasinin 18inci yüzyıldaki kurucuları yurttaş diye sadece erkekleri kabul etmişlerdi! Fransız ihtilali kadınlara da vatandaşlık hakkı diye ortaya çıkan kadınları resmen giyotine gönderdi. Temsili demokrasiler bütün dünyada kadınsız başladı. Çok da eski olmayan zamanlarda Fransanın anlı şanlı cumhurbaşkanı o koskoca De Gaulle, kadın bakanlığı kurulmasını isteyenlere oldu olacak bir de yün örme bakanlığı kuralım diye itiraz etmişti. Kadınlar önce oy verme hakkını elde ettiler. O günlerde babanız ve kocanız sizi temsil ediyor ya daha ne istiyorsunuz? denmekteydi. Şimdi de aynısını parlamentoya seçilmek isteyen kadınlara söylendiğini duyuyor annen. Oysa kadınlar kendi adlarına kendileri konuşmak istiyorlar, bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin çizdiği sınırlar içinde politika yapmak istemiyorlarsa, bu demokratik bir talep. Kadının kendi adına konuşması gelişen demokrasi anlayışının koşulu. Türkiyenin Avrupa ile demokrasi sorunun bir boyutu da bu işte küçüğüm. Kas gücü kaynaklı erkek kotasına son verilmeden tam demokrasiden söz edilemez. Önümüzde bu açıdan da bir demokrasi sınavı var. ALİ BULAŞIK YIKIYOR İspanya bu kampanyayı başlatalı on yıl kadar oluyor: Manolo bulaşık yıkıyor. Bizde en başta erkek çocuk anneleri kıyamaz oğulcuklarına ev işi yaptırmaya. Köle kadınların çoğu sömürgeci erkeğin işbirlikçisi. Senin annen kötü kadın olmayı göz alanlardan: Düğmeni kendin dikeceksin, gömleğini kendin ütüleyeceksin, yemeğini kendin pişireceksin... 2001 yılının 8 Mart Kadınlar Günü Avrupa gündeminin baş konusu ev işlerinin eşit paylaşımı. Fransızlar siyasette yüzde 50-50 eşitlik ilkesini kanunlaştırdılar, ama gel gör ki orada bile ev işleri hala yüzde 70 oranında kadınların sırtında. En ilginç ses yine Norveçten çıktı. Norveç hükümeti özel sektörde şirket yönetim kurullarındaki kadın sayısını yüzde 25 oranı ile kotaya bağlayan bir yasa hazırladı. Norveçli patronlar bu gidişattan şikayetçi. Avrupa kadınları niteliksel iyileştirmelerin peşinde, bizde ise niceliksel sorunlar dahi çözülmüş değil: Hala kız bebeklerin ölüm oranı erkek bebeklerinkinden daha yüksek, ilk öğretimde erkek çocuk sayısı kız öğrenci sayısının çok üzerinde. Temel haklarda eşit olunmayan bir düzende kadın hakları için mücadele etmemek insanlık ayıbı. Avrupa ve giderek Latin Amerikadan Hindistana kadar tüm dünya kadını erkeklerin alanı olanı siyasete sokmak için çeşitli olumlu ayrımcılık modellerini deniyor. Avrupayı ve dünyayı izlemeyenler bütün bu gelişmelerin farkında olmayabilirler. Bu onların sorunu demek lüksümüz olsaydı keşke, ama yok; zira kadınlar hak etsin de gelsinler şeklindeki köhne söylemler Türkiyenin 21inci yüzyılda bir dünya ülkesi olmak özlemini geciktirmekte. Başını kaldırıp gökyüzüne baktığın zamanlarda ve maviliklerin içinden özgürce süzülen o uçarı kuşu yakaladığında, annenin o çok sevdiği Çin atasözünü hatırla: Gökyüzünün yarısı kadınlarındır. (*)Çarlık Rusyasındaki yenilikçi (cedid) ve Türk kadın hareketinin öncülerinden Gaspıralı İsmail Beyin ünlü sözüdür. | |||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||