|
Sözde Ermeni soykırımına ilişkin gelişmelere de değinen Elekdağ, şöyle konuştu: İlk önce Rusyada Duma, sözde Ermeni soykırımını kabul etti. Sonra Kanada ve Yunanistan parlamentoları soykırımı kabul eden kararlar aldılar. Ardından Belçika Senatosu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa Parlamentosu, İtalya Parlamentosu, peş peşe soykırımı tanıma yolunda kararlar aldılar. En son ABD Temsilciler Meclisinde, yeni bir soykırım yasa tasarısının gündeme gelmek üzere olduğu yönünde haberler geliyor. Şükrü Elekdağ, bu gelişmeler karşısında, Türkiyenin dünyaya Ermeni soykırımını uygulamış bir Müslüman ülke olarak tanıtılması amacını güden bir kampanya, giderek yaygınlaşıp uluslararası bir boyut kazanmıyor mu? Dost ve düşman pek çok ülke bu sorunu Türkiyeye karşı potansiyel bir koz olarak kullanamazlar mı? sorularının akla geldiğini vurguladı. FRANSA, TÜRKİYEYİ ÇOK CİDDİYE ALMADI Soykırım tasarısının Fransa Ulusal Meclisinde kabulünün ardından, Türk siyasi liderlerin Fransaya tepkilerinin sert olacağını açıkladığını anımsatan Elekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: Ama daha önce İtalya örneği var. Türkiye o zaman da bazı tehditler açıkladı, sonra bunun arkasını bıraktı. Zaten daha önce de Başbakanımız, Fransaya karşı alınacak tedbirlerin Türkiyeye zarar vermeyecek nitelikte olacağını söylemişti. Bu bakımdan Fransa Türkiyeyi çok ciddiye almadı. Esasında Türkiye maalesef ciddiye alınmıyor, ama Türkiye bunun farkında değil. Elekdağ, dışardan bakılınca Türkiyenin istikrarlı bir ülke olarak görünmediğini savunarak, Mali ve ekonomik bakımdan son krizden sonra da ekonomisi kuvvetli yaralar aldı. IMF, Dünya Bankası ve uluslararası finans çevrelerinin desteğine ve anlayışına muhtaç. Böyle bir ülke tabiatıyla birtakım tehditler savurunca, bunlar pek göründüğü gibi değerlendirilmiyor dedi. ALINACAK TEDBİRLER Elekdağ, çeşitli ülke parlamentolarında kabul gören sözde Ermeni soykırımı tasarılarının arkasında Ermenistanın bulunduğunu ifade ederek, Bu işin arkasında Ermenistan var, Erivan var. Ermeni soykırımı tasarılarının parlamentolardan geçirilmesinin arkasında Ermenistan var. Esas itibariyle bu konuları Ermenistan orkestra ediyor, talimatlar Erivandan çıkıyor. O bakımdan Türkiyenin Ermenistana yönelik olarak birtakım önlemler alması gerekiyordu. Bunlar alınmadı dedi. Elekdağ, Erivan-Halep arasında uçak seferlerinin yapıldığını da hatırlatarak, şunları kaydetti: Bu uçakların uçuş seferlerinin yolu Türkiye üzerinden. Türkiyenin muhakkak bunu durdurması lazım. Batıdan gelen bütün uçaklar Ermenistana Türkiyenin hava sahası üzerinden gidiyor. İki tane hava koridoru var. UB/374 ve B/UB111 hava koridoru var. Bu hava koridorları üzerinden Ermenistan hem Avrupa ile hem de ABD ile olan uçak seferlerini sağlıyor. Bütün uçuşlar, Türkiyenin hava sahası üzerinden geçiyor. Türkiyenin her halükarda Ermenistana giden uçakların bu koridorları kullanmasına imkan vermemesi lazım. Ermenistanda kıtlık olduğuna da işaret eden Elekdağ, Türkiyeden gıda maddeleri gidiyor. Türkiyenin Ermenistanla diplomatik ilişkileri olmadığından bu gıda maddeleri, Gürcistan ve İran üzerinden gidiyor. 160 milyon dolarlık mal gidiyor. Türkiye eğer yine soykırım konusuna önem veriyorsa, bunu da durdurur. Tabii bundan zarar görür, ama netice itibariyle böyle bir zararı da sineye çekmek lazım şeklinde konuştu. Türkiyenin, tarihiyle yüzleşmekten hiçbir korkusu olmadığını tüm dünyaya göstermesi gerektiğini ifade eden Elekdağ, sözlerini şöyle tamamladı: Tarihi gerçekleri bilimsel araştırma süreciyle ortaya çıkarmayı öngören birtakım girişimlerde bulunmalı. Uluslararası konferanslar, sempozyumlar düzenlemeli. Buna, Türkiye aleyhine konuşan ve yazan Ermeni tarihçileri, yabancı bilim adamlarını davet etmeli. Bunların burada cevaplandırılması lazım. Türkiye arşivlerini bugüne kadar açmadı. Türkiyenin yapacağı ilk şey bir acil çalışma grubu kurması. Tarihçileri, arşiv uzmanları, deneyimli büyükelçileri muhakkak davet etmesi lazım. Ortaya bir aksiyon programı çıkartmamız gerekli. PROF. DR. GÜNDÜZÜN DEĞERLENDİRMESİ.. Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Aslan Gündüz de, Fransa Parlamentosunun Ermeni soykırımı vardır şeklinde karar alma yetkisinin olmadığını söyledi. Prof. Dr. Gündüz, Ermenilere soykırım yapıldığının kabul edilebilmesi için bu konuda derin araştırmalar yapılıp, kararın uluslararası mahkemeler tarafından kabul edilmesi gerektiğini bildirdi. Ermenilerin Osmanlı Devletinde yüksek unvanlara gelmiş, kendilerine sadık teba unvanı verilmiş bir ırk olduğunu belirten Prof. Dr. Gündüz, şunları kaydetti: Tarihte Ermenilere karşı soykırım yapıldığına dair bir kanıt yok. Ayrıca bu mantığa da aykırı. 2 milyon civarında Müslüman Türkün öldüğü o dönemde, Ermenilerden de savaş şartları nedeniyle ölenler olmuş. 75 sene sesini çıkarmayan Fransa Parlamentosunun şimdi bu olay olmuştur demesinin hiçbir inandırıcılığı yok. Türkiyenin tazminat vermesinin mümkün olmadığını anlatan Prof. Dr. Gündüz, Daima bağımsızlık, eşitlik yanlısı, insan haklarından yana olduğunu söyleyen Fransa, 2. Dünya Savaşından sonra 1 milyon Cezayirliyi öldürdü dedi. Prof. Dr. Gündüz, kararın, Türkiye-Fransa ilişkilerini hiçbir zaman düzelmeyecek bir duruma soktuğunu sözlerine ekledi. ALMANYADAN SONRA 2. ÜLKE TÜRKİYE MÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadir Devlet de, benzer kararların, aralarında Belçika, Paraguay ve Uruguay gibi 8-9 ülkede geçmişte alındığını, ancak bu ülkelerin etkili olmaması nedeniyle Türkiyenin kararlar üzerinde fazla durmadığını söyledi. Sözde soykırım kararının ABD, Fransa ve İngiltere gibi güçlü ülkelerde gündeme gelmesi sonucunda Türkiyenin rahatsızlık duyduğunu ifade eden Prof. Dr. Devlet, konunun siyasi baskı amacı taşıdığını bildirdi. Soykırım suçlamasında Almanyadan sonra Türkiyenin ikinci ülke olarak gündeme getirildiğini anlatan Prof. Dr. Devlet, Bizim şu anda yaptırım gücümüz yok. Asıl tehlike bütün AB ülkelerinde bunun kabul edilmesi ve yaptırım söz konusu olduğunda ortaya çıkacak. İşte burada ne yapacağımızı bilemiyorum. Tazminat talebi olacak. En kötüsü, soykırım yapmış bir ülke olarak bizi etkileyecek dedi. Prof. Dr. Devlet, kararın Fransa ile kalmayacağını, İtalya ve uzak olasılıkla Almanyanın böyle bir karar alması ve daha ayrıntılı suçlamalara yer vermeleri halinde,Ermenilerin tazminat istemeyi deneyebileceklerini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidebileceklerini kaydetti. LOBİ FAALİYETLERİ MÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tunç Erem ise Türkiyenin lobi faaliyetlerinde Ermeniler karşısında etkisiz kaldığını savundu. Türkiyenin, karar aşamasına gelindikten sonra tepki vermeye başladığını, oysa kararı engelleme çalışmasının daha önceden yapılması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Erem, Artık atı alan Üsküdarı geçti. Haksızlığa uğruyoruz, ama kendi hatamız dedi. Prof. Dr. Erem, iki ülke arasında soğukluk olacağını, ancak Fransanın Türkiyede çok büyük yatırımları bulunduğunu belirterek, Fazla bir şey değişmez şeklinde konuştu. Prof. Dr. Erem, lobi faaliyetlerinde her şeyin devletten beklenmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu konuda sivil toplum örgütlerine de görev düştüğünü kaydetti.
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Hükümet'ten sert açıklama Cem: Fransa'nın tarafsızlık imajı zedelendi Fransa'ya verilen askeri ihaleye iptal Sezer'den Chirac'a kınama 'Ermenistan'a yaptırım uygulanmalı' Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||