| | | | Yazıda, savaş, kalkışma gibi olağanüstü durumların, rejim değişikliği, çağa damgasını vuran önemli olay, köklü ve yaygın değişimlerin yaşanmadığı dönemlerde affın, af yetkisinin kötüye kullanılması anlamına geleceği kaydedildi.
Düşünce ve basın suçunun yeniden tanımlanması, bu ölçütün kapsam alanında bulunmayan suç hallerinin pozitif hukuktan ayıklanması gerektiği ifade edilen yazıda, “suçlu olmayanların, yasalarla suçlu kılınması bir hukuk/demokrasi ayıbıdır. Düşünceyi ve ifadesini insandan ceza kerpeteniyle sökmeyen çalışanlar, zihniyetler, düzenler insanın yanı olamazlar” denildi.
“DEVLET KENDİNE KARŞI EYLEMDE CİMRİ”
Af yetkisinin devlete karşı suçlar için de kullanılması gerektiği belirtilen karşı oy yazısında, devletin kendine karşı eylemlerde cimri, insana karşı suçlarda cömert davranmasının bir devlet uygarlığının yansıması olamayacağın bildirildi.
DYP Milletvekilleri, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin iddialarını da şöyle sıraladı:
“- Tecil, şartla salıverme gibi temel ceza yasası kuralları bu yasaya özgü olarak genel yapılarından farklı biçimde ele alınmıştır. Hiçbir yasanın hukuku ve eşitliği çiğneyerek imtiyaz yaratma gücü olamaz. Böyle bir düzenleme, af tarihinden sonrası için de etkili olacak sürekli bir normun konması yoluyla ancak sağlanabilir. - Affı red hakkının tanınmaması, bir kusurdur.
- Tasarı, gerek kapsamdışı ve gerekse indirim kategorileri bakımından herhangi bir hukuki kriteri benimsemiş değildir.”
| |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
