Home page
Haber Menüsü


Çin, yoğun altyapı yatırımlarıyla büyümesini ivmelendiren ülkelerin başında geliyor.
Tarihin daha hızlı aktığı yer
Doğu Asya’da tarih daha hızlı akıyor. Şangay’da olduğu gibi on yıl öncesine kadar bataklık olan bir yerde dev gökdelenlerin yükseldiğini görüp şaşırıyorsunuz.
Altay Atlı
NTV-MSNBC
    17 Kasım 2004—  Japonya dışındaki tüm Asya ülkeleri fakirlik içerisindeler… Demokrasi başarısızlığa uğradı; bu ülkeler komünizme yönelebilirler… Gelişmeler ne yönde olursa olsun Asya için gelecek parlak değil… Bu sözler, İngiliz yazar Michael Edwardes’in “Asia in the Balance” (Dengedeki Asya) adlı kitabından alındı. Şaşırdınız mı? Şaşırmayın, çünkü kitabın basım tarihi 1962. Edwardes, kitabında Çin Halk Cumhuriyeti’ni “hür Asya’ya karşı bir tehdit” olarak nitelendiriyor.  

   
 
       
   
MSNBC News Altay Atlı: Rusya ile rekabetten, işbirliğine (I)
MSNBC News Altay Atlı: Gürcistan'da güller açacak mı?
MSNBC News Altay Atlı: Dünyaya Doğu'dan bakmak
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       En fazla da Güney Kore konusunda karamsar: Askeri cunta tarafından yönetilen bu ülke, sanayileşmenin gerisinde kalmış durumda, ekonomik reformlar istenen sonucu veremedi ve aynı zamanda bu ülke 600 bin kişilik bir orduyu beslemek zorunda...
       Bu gözlemler 1962 yılı için şaşırtıcı değil. Asıl şaşırtıcı olan Doğu Asya’nın aradan geçen 40 yıl içerisinde yapmış olduğu aşama. Edwardes’in kitabının yayınlanmasından sonra, 1997-98 döneminde yaşanan mali krize kadar geçen süre boyunca bölge ülkeleri yılda ortalama yüzde 6-8’i bulan büyüme oranları yakaladılar. Sanayileştiler.
       
BÜYÜME KATLANDI, ÇİN DEV HALİNE GELDİ
       Önceleri ithal ikameci politikalarla kendi sanayilerini geliştirdikten sonra ihracata dayalı büyümeye geçtiler. Birçok Doğu Asya ekonomisi, on yılda iki katı büyüdü ve ilerleyen on yıllarda da bunu yapmaya devam etti. Çin, bir tehdit olmaktan çıktı; büyük ve dış dünyayla bütünleşmiş bir ekonomi devi haline geldi.
       Sanırım, Doğu Asya’da tarih daha hızlı akıyor. Şangay’da olduğu gibi on yıl öncesine kadar bataklık olan bir yerde dev gökdelenlerin yükseldiğini görüp şaşırıyorsunuz. Sadece ekonomik gelişmeyle kısıtlı değil bu süratli değişim. Toplumlar da değişiyor.
       Geleneksel değerlerini büyük ölçüde koruyan Doğu Asyalılar, bir yandan da Batı’nın da beğendikleri özelliklerini, yaşam tarzını alıyorlar.
       Bangkok’ta bir eğlence merkezinde arkadaşlarının yanına giden Taylandlı bir genç, yanıbaşındakilerle Hollywood filmlerinde gördüğümüz gibi “çak dostum” şeklinde merhabalaştıktan sonra masanın uzak tarafındaki arkadaşları için ellerini birleştirip hafif eğilerek Budist tarzı bir selam veriyor. Hemen bir yan masada oturmakta olan yazarınız da tabii ki şaşırıyor!
       
İLK DURAK MALEZYA
       Bu süratli değişimi takip edebilmek için geçtiğimiz aylarda ufak bir Güneydoğu Asya seyahatine çıktım. İlk durak olan Malezya’da iki amacım vardı.
Malezya'nın kalkınmasında eski Başbakan Mahatir Muhammed'in de katkısı büyük.
       Birincisi bu ülkeyi ziyaret etme şansımın olmadığı son 6 yıl içerisinde ne gibi değişimler yaşandığını görmek, ikincisi ise 22 yıl Başbakanlık görevini sürdürüp Malezya’nın sembolü olan Dr. Mahathir Muhammed’den sonra geçen sene göreve gelen Abdullah Badawi ile Malezya’nın nasıl bir yön belirlediğini anlamaktı.
       Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a hangi yoldan gelirseniz gelin, sizi ilk karşılayan mutlaka Petronas “İkiz Kuleleri” olacaktır. 452 metre yüksekliğinde, çelik ve camı birleştirirken modernle gelenekseli de harmanlamayı başarmış olan bu gökdelen çiftinin adı bence “Asya Krizi Anıtı” olarak da değiştirilebilir.
       Mahathir döneminde ülkenin yükselen gücünü dünyaya göstermek için yaptırılan bu kuleler, 1998 yılında, tam da Asya Krizi’nin ülkeyi sarsmakta olduğu bir dönemde hizmete açılmıştı. Tabii ki, 88 katlı bu çift gökdelen, uzun süre kiracı bulmakta zorlandı. O günlerde Kuala Lumpur’da hareketli günler yaşanıyordu. Kriz, Malezya ekonomisini vurmuş, ülkenin para birimi ringgit’in değeri, 1 dolara 2.50’den 4.70’e düşüvermişti.
       Mahathir, bir yandan krizin suçunu başta Geoge Soros olmak üzere “döviz spekülatörlerine” atıp, krizin bir “Yahudi komplosu” olduğu şeklinde çılgınca açıklamalar yaparken, bir yandan da IMF’yi her ülkeye standart reçeteler uygulamak ve ekonomilerin kendilerine has özelliklerini gözardı etmekle eleştiriyordu. Mahathir, IMF ile yollarını ayırdı, ringgit’i 3.80’den dolara sabitledi, sermaye hareketlerine kısıtlamalar getirdi ve bankalara çeşitli yaptırımlar uyguladı. Sonuç olarak Malezya ekonomisi, komşu ülkelere göre krizi daha rahat ve daha az hasarla atlattı. 1998’de yüzde 7.4 küçülen GSYİH, ertesi yıl 5.8 büyüdü, makroekonomik istikrar sağlandı ve yabancı yatırım tekrar gelmeye başladı.
       Petronas’ın boş kalan katları da doldu. Kriz sırasında, kimi kesimler tarafından “çöken bir ekonomide, gereksiz harcamaların sembolü” olarak görülen ikiz kuleler, Malezya ekonomisinin toparlanışının ve yükselişe geçişinin simgesi oluverdi. Bugün Petronas kulelerinde birçok çok uluslu şirketinini ofisi olduğu gibi, alt kısımda yer alan dev alışveriş merkezi “Suria KLCC” ise Armani ve Bulgari’den Japon perakende devi Isetan’a kadar birçok mağazaya evsahipliği yapıyor ve gün boyunca alışveriş yapan insanlarla dolup taşıyor.
       
ÇİNLİLERE POZİTİF AYRIMCILIK
       Suria KLCC’de en çok dikkat çeken şey, birçok mağazının kapısında “eleman ilanı” olması. Sirkülasyon o kadar yüksek ki, bazı mağazalar özel tabelalar yaptırmışlar, eleman aradıklarında bilgisayardan çıktı almak yerine bu hazır tabelayı kapıya yerleştiriyorlar. Bu ilanların çoğunda ise şu ibare var: “Chinese Preferred”, yani Çinliler tercih edilir.
       Malezya nüfusunun yüzde 25’i etnik olarak Çin kökenli, ancak ekonomide bir Çin ağırlığı var.

       Borsada kote olmuş şirketlerin yüzde 65’i Çin kökenlilere ait. Azınlık oldukları halde Çinli çalışanlar, işverenler tarafından tercih ediyorlar. Başka bir deyişle Çinlilere karşı pozitif ayrımcılık başlamış durumda.
       Endonezya’da 1998 yılında yaşananları ve büyük ölçüde halen yaşananları düşününce (Bakınız “Endonezya, Herşeye Rağmen Yaralarını Sarıyor”) insanın aklına ister istemez şu geliyor: Ekonomik kalkınma; etnik, siyasi, ideolojik ayrımları bir tarafa itiyor ve büyüyen pastadan pay kapma yarışı önyargıların safdışı kalmasını sağlıyor. Tabii ki burada ön koşul, ülkeyi yönetenlerin tüm vatandaşlarına, ayrımcılık yapmadan “buyrunuz pasta, çalışan herkese pay var” demesi. Endonezya’da Çin kökenli oldukları için iş bulamayan gençler Avustralya’ya, ABD’ye göç ederken, Malezya’da Malay işverenler bile kapılarına “Çinli tercih edilir” ilanı asabiliyorlar.
       Kuala Lumpur’un merkezi semtlerinden birisi olan Bukit Bintang (Türkçe’ye Yıldız Tepesi olarak çevirilebilir), Malezya’daki hızlı değişimi hissedebileceğiniz en güzel yerlerden birisi. Burada hayat 24 saat boyunca, inanılmaz bir hızda akıyor ve karşınıza değişik fotoğraflar çıkartıyor. Tam kafanızın üzerinden şehrin modern tek raylı toplu taşımacılık sistemi Monorail geçerken, aşağıda trafik curcunası yaşanıyor.
       Yan yana dizilmiş dev alışveriş merkezlerinin aralarına serpiştirilmiş, yerel dükkanlar, bakkallar, lokantalar da sizi içeri davet ediyorlar. Müslüman hanımların bir kısmı başörtüsünü tercih ediyor, günlük kıyafetinin üzerine rengarenk bir başörtüsüyle sokağa çıkabiliyor, yanındaki Çinli arkadaşı ise mini etekle dolaşıyor. Hepsinden önemlisi kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
       2000 yılında Melbourne’de benim de katıldığım bir sohbet toplantısında Malezya’nın muhalefet liderlerinden Lim Kit Siang, Mahathir’i uzun uzadıya eleştirmiş, sonra da kendisine sorulan “Şu anda bir mucize olsa da Mahathir ortadan kaybolsa Malezya için daha mı iyi olur?” sorusuna şu cevabı vermişti: “Hayır. Tüm olumsuz taraflarına rağmen Malezya’yı bir arada tutan kişi odur.” Bukit Bintang’da gördüğümüz mozaikler büyük ölçüde Mahathir’in eseri. Ancak Malezya’da tarih öyle hızlı aktı ki, Siang’ı bile haksız çıkarttı.
       
BADAWİ HALKIN DESTEĞİNİ ALDI
       2003 yılının Ekim ayında, Mahathir kendi isteğiyle görevinden ayrıldı ve yerini 64 yaşındaki Abdullah Badawi’ye bıraktı. Bu yıl Mart ayında yapılan seçimlerden hükümetteki “Barisan Nasional” (Ulusal Cephe) koalisyonunun oyların yüzde 90’ını alarak galip çıkması (1999 seçimlerinde koalisyonun oy oranı yüzde 77’ydi) Malezya halkının Badawi’ye güveninin ve verdiği desteğin bir işareti oldu.
       Badawi’nin en büyük özelliği, selefinin ekonomik alandaki başarılarını devam ettirirken kendisinden önceki dönemle ilgili olan olumsuzluklardan kendini uzakta tutması ve bunların giderilmesi için çaba sarfetmesi. Badawi, Başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz ilk iş olarak yolsuzluğun üzerine gitmeye başladı ve cesur bir hareketle, zamanında Mahathir’in “yakınındakilere” verilmiş olan büyük ihaleleri iptal etti.
       Kamu sektörü reformunu başlatan Badawi, vergi sisteminde de düzenlemeler yaptı ve devlete ait şirketlere performanslarını artırmaları için çağrıda bulunarak bu amaç doğrultusunda bazı düzenlemeler yaptı.
       Badawi’nin icraatı, meyvelerini vermeye başladı. Bu sene Malezya GSYİH’sinin yüzde 7’lik bir büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. Sokaktaki adam da Badawi’nin performansından memnun.
       Mahathir, bir aile şirketinin CEO’su gibi yönetiyordu ülkeyi, Badawi ise Başbakanlık yapıyor. Badawi’nin en olumlu yanı ise Malay, Çin ya da Hint kökenli demeden toplumun her kesimini, ekonomik kalkınma planlarına aktif bir şekilde dahil etmesi. Bu sayede Badawi, toplumda “birlik” duygusunun kuvvetlenmesini sağlıyor. Bu durum ekonomik kalkınmayı perçinliyor ve refahın artması toplumsal birliği daha da kuvvetlendiriyor. Badawi, bu döngüyü yakalamış durumda.
       Malezya, altı yıl öncesine göre çok farklı. O dönemde burayı “Singapur ile Cakarta’nın arasında ortada bir yer” diye nitelendirmiştim. Şimdi yine aynı şeyi düşünüyorum ama bu sefer tam ortada değil de hızla Singapur’a yaklaşan bir konumda olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki Badawi ve ekibinin daha yapması gereken çok iş var.
       Sizler ise lütfen hazırlanın. Gelecek yazımızda bir tren yolculuğu ile Malezya’nın en kuzeyine, Penang’a gideceğiz ve Penang’ın yetiştirdiği en tanınmış şahsiyetlerden birisi olan Anwar Ibrahim’den bahsedeceğiz.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları