| | | | Bence farklı olmak sonradan kazanılan bir şey değil. Farklı olunmaz, farklı doğulur diye ünlü bir söz var mıdır bilemem ama, yoksa bile şimdi literatüre geçsin lütfen.
Ama ben nedense farklı olduğumu, daha doğrusu farklı bakış açısına sahip olduğumu düşünenlerdenim. Herkesin yaptığını değil yapmadığını gerçekleştirmek ve başarmak gibi bir saplantımın olduğu kesin. Bu nedenle çoğu zaman sürünün dışında gibi hissetsem de kendimi, doğruyu söylemek gerekirse çok da rahatsız olmuyorum.
Tek rahatsızlığım yaptığım şeylerin “farklı” olduğunu anlatamamak. Galiba iletişim (oysa ben iletişim eğitimi almıştım) problemi yaşıyorum, senkronu tutturamıyorum.
İşte geçen hafta yaşadığım iki olay, buyrun yorumu siz yapın.
Birincisi TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi’yleydi Ve ben Sayın Develi’ye yönetimimdeki (bayiport.com) portalın içeriğinin ve hedef kitlesinin vakıf olarak destekledikleri siteyle benzerliğinin olmadığını anlatmaya çalışıp durdum. Çünkü Sayın Develi değerlendirmesini, “iki siteyi yan yana koyduk ve birbirine çok benziyordu” sözleriyle dile getiriliyordu. Oysa Develi’nin sözünü ettiği ve vakıf olarak desteklenen site, benim yönetimdeki siteyle değil ama, piyasadaki birçok siteyle içerik olarak çok benziyordu. Bu arada Sayın Develi’ye buradan bir mesaj göndermek istiyorum. Develi’den ne TOSYÖV olarak bayiport.com’a destek olmalarını bekliyorum, ne de söz konusu sitenin üyelerine ücretsiz hizmet vereceğine ilişkin e-posta mesajımı üyeleriyle neden paylaşmadıklarını sorguluyorum. Bunları çoktan aştım, çünkü en azından TOSYÖV üyelerine ücretsiz hizmet verme isteğiminin ardında, onları kötü emellerime alet etmek gibi bir art niyetimin bulunmadığını anlamışlardır diye düşünüyorum!
Farklılığı anlatamadığım bir diğer olay da arkadaşımla yaşadım. Bir derneğin (ben de derneklere takıldım ya) genel sekreteri olan arkadaşımla yine aynı konuda anlaşamadık.
O da benim portalı piyasadaki diğer B2B siteleri ve hatta internet sitelerinin benzeri olarak değerlendirdi. Allahtan arkadaş olunca birbirini dinleme ve anlama süresi uzayabildiğinden, ben de bu süreyi kullanarak olayın farklılığını anlatabildim. En azından beni anladığını söyledi.
HERŞEYİN BİR ZAMANI MI VAR?
Bütün bunlar aslında bana bir şeyi hatırlattı. Her şeyin bir olgunlaşma zamanı var ve buna en iyi örnek de bankamatikler. Hani Türkçe sözlükte eş anlamlısı özdevimli vezne İngilizce kısaltması da ATM olan ama genel olarak bankamatik (Türkiye’de ilk hizmete girdiği ismiyle anılıyor) dediğimiz otomatik vezneler. Yanlış hatırlamıyorsam (hatırlıyorsam bir bilen düzeltsin lütfen) Türkiye’de bankamatikleri ilk hizmete sunan İş Bankası olmuştu ve 1970’lerin sonlarıydı.
O tarihlerde Bursa’da (o zamanlar henüz İstanbul’a iltica etmemiştim de) merkezdeki İş Bankası’nın önündeki bankamatik uzun süre dekorasyon malzemesi gibi durduğunu ve nedense meraklı çocukların dışında kimsenin yanına bile yaklaşmadığını dün gibi hatırlıyorum. Hatta kullanılmamaktan devre dışı kaldığını da. Ancak, 3-4 yıl sonra Yapı Kredi Bankası benzer teknolojiyi devreye sokmuş ve bunun (İş Bankası makineleri dolayısıyla göz aşinalığı olmasının da katkısıyla) duyurusun çok iyi yapmıştı. Ardından da makineler ile aramızda sıcak(!) iletişim sağlanmıştı, bugün artık çoğumuz (bir bölümümüz demek daha doğru, hala ATM’lerde işlem yapmaktan çekinenler var) için de hayatı kolaylaştırıcı teknolojik bir gelişme.
Ben de zaman içinde yaptığım işin olgunlaşacağını ve yaygınlaşacağını düşünüyorum. Dileğim de, sonunun bankamatik gibi olmaması…
Bütün bunları niye yazdığıma gelince.
İnternetin kullanımının yaygınlaştırılmasını istiyoruz ama, internet yayıncılığında yeni alanlar, yeni fikirler ve yeni pazarlar konusundaki gelişmelere açık değiliz. Çizilen yolda ilerlerken aslında kalıplar arasında sıkışıp kalıyoruz. Çizgi dışına çıkanları da, çizginin içine almaya ve kendimize benzetmeye çalışıyoruz.
Ben çizginin dışına çıkma hakkımı kullanıyorum. Bu hakkımı kullanırken ne kadar başarıya ulaşırım bilemiyorum ama, bildiğim bir şey varsa, bugün yaptığım, inatla ve inançla (Bu sözü Can Kıraç’in girişimcilere öğütlerinden aldım) savunduğum işin bir süre sonra yaygınlaşacağı ve tıpkı insan kaynakları portalları gibi yaygınlaşacağı.
Yeni bir haftada “çizgisiz” yazılarda buluşmak dileğiyle. | |
Ayşe Işınbark: Etkinlikler ve tanıtım!
Bankaların kara tahtaları siliniyor
