Home page
Haber Menüsü


16 Mart haftasının kitapları
Bu haftanın kitapları, roman ve öykülerden derlendi. Salâh Birsel’in ‘deneme’ kitabı da cabası.
NTV-MSNBC
    16 Mart 2004 —  “Dünya, bir öykünün anlatılışının bıraktığı izlenim gibidir.” [Yogavasiştha Destanı - ‘KA’]  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       
KÜL VE YEL
       Müge İplikçi
       
       Müge İplikçi, ‘Kül ve Yel’de bir ailenin yıllara yayılan öyküsünü, ‘hatırlamak’ ve ‘unutmak’ temalarından hareketle anlatıyor.
       Romanın ana kahramanı olan Fehime, Alzheimer hastalığına yakalandıktan sonra, sürekli televizyon seyrederek günlerini geçireceği bir bakımevine kapatılmıştır. Ailesinin yaşadıklarını bir hatırlayıp, bir unutmaktadır...
       Alkım Yayınevi aracılığıyla okurla buluşacak olan ‘Kül ve Yel’, yazarın ilk romanı olma özelliğine sahip.
       
       Müge İplikçi:
       1966 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini Kadıköy Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.
       İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları ve Araştırma Bölümü’ndeki yüksek lisans derecesinin ardından ikinci lisansüstü çalışmasını ABD’nin Ohio State Üniversitesi’nde tamamladı.
       İlk kitabı ‘Perende’ 1998 yılının Ağustos ayında, ikinci kitabı ‘Columbus’un Kadınları’ ise Nisan 2000’de İletişim Yayınları tarafından yayımlandı.
       ‘Arkası Yarın’ ile ‘Transit Yolcular’ adlı üçüncü ve dördüncü öykü kitapları Can Yayınları’ndan çıkan yazarın, edebiyat-dışı iki kitabı daha bulunuyor: ‘Yıkık Kentli Kadınlar’ (Metis) ve ‘Cımbızın Çektikleri’ (Varlık - Ümran Kartal ile ortak inceleme).
       İplikçi hâlen İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta.
       
       Alkım Yayınevi, 229 sf.
       Dizi: Edebiyat-7; Roman-1
       Tür: Roman
       Kapak fotoğrafı: Edouard Boubat, 1950
       


       
KA
       Roberto Calasso
       
       “Dünya, bir öykünün anlatılışının bıraktığı izlenim gibidir.” (Yogavasiştha Destanı, 2.3.11)
       
       (...) Gökyüzü ansızın bir kartalın karanlığına gömüldü. Menekşe rengine çalan parlak kara tüyleri, bulutlar ve yeryüzü arasında hareketli bir perde oluşturmuştu. Pençelerine asılı duran, korkudan kaskatı kesilmiş devasa fil ve kaplumbağayla birlikte, dorukları sıyırıp geçiyordu (...)
       
       İtalya’nın tanınmış entelektüellerinden Roberto Calasso, Vedalar, Upanishadlar ve ‘Mahabharata’daki öyküler arasında gezinerek kadim ve unutulmuş bir tanrıyı, Ka’yı ararken, bu öyküleri usta kalemiyle yeniden üretiyor ve bizlere dünyamızın büyük kültürlerinden birinin, Hint uygarlığının iklimini yaşatıyor.
       
       (...) Başlangıçta, öyküler bilgiye konan şerhlerden başka bir şey değildi; ama yavaş yavaş, ateş sunağının tuğlaları arasında otlar nasıl biterse, bilginin arasındaki boşluklarda da öyküler için harcanan zaman büyüdü, genişledi, çoğalarak yeni öyküler türetti ve sonunda, ilk kez bir perde arası gösterisi gibi sinsice ortaya çıktığı bilgi yapısının tümünü sarmaladı. Edebiyat böyle başladı.
       Edebiyat kurban törenlerine verilen aralarda serpilip gelişir. Önce bir ottur, sonra çatlaklara sızarak tuğlaları içten çatlatan sarmaşıktır
(...)
       
       Kitabın sonunda 22 sayfalık bir Hintçe - Türkçe sözlük yer alıyor.
       
       İletişim Yayınları, 423 sf.
       İtalyanca’dan çeviren: Eren Cendey
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı - 190
       


       
SERGÜZEŞT-İ NONO BEY VE ELMAS BOĞAZİÇİ
       Salâh Birsel
       
       “Sergüzeşt-i Nono Bey, Salâh Bey Tarihi’nin en gözüpek kitabı bana kalırsa. Deneme sanatının şimdiden bir klasiği. Üslubun billurlaştığı, ritmin tırmandığı, sözün gücünün atmosferi kapladığı bir serüven. Salâh Birsel’in bu kitapla, yazı yaşamının en çarpıcı ikliminden geçtiğine inanıyorum.” [Enis Batur]
       
       Sel Yayınları, 320 sf.
       Dizi: Salâh Bey Tarihi - 4
       Tür: Deneme
       


       
ADAŞ
       Jhumpa Lahiri
       
       2000 Pulitzer Ödülü sahibi Jhumpa Lahiri’den sarsıcı bir ilk roman ...
       Jhumpa Lahiri, daha ilk öyküleriyle 2000 yılı Pulitzer Ödülü’nü kazandı. ‘Dert Yorumcusu’ tüm dünyada büyük ilgi gördü. Bu genç Hintli yazar şimdi de sıradışı bir romanla, ‘Adaş’la okurla buluşuyor. Yayımlandığı ülkelerde övgüyle karşılanan roman şimdi Türkçe’de.
       Sıkı bir olay örgüsüne sahip ‘Adaş’ta göç tecrübesi, kültür uyuşmazlığı asimilasyonun yarattığı çatışmalar, kuşaklararası ilişkiler önemli rol oynuyor.
       Akla durgunluk veren tesadüfler sonucu adı Gogol konan küçük çocuk, ilerleyen yaşlarında hem adına hem de ailesinin yaşattığı geleneklere tepki duyarak büyür. Ta ki Hintli bir Amerikalı kadına aşık oluncaya dek ... Bu ilişki Gogol’ü beklenmedik yollarla ailesine ve onların mirasına geri götürecektir.
       The New York Times, Lahiri’yi, olağanüstü bir zarafet ve dengeye sahip bir yazar olarak tanımlıyor. ‘Adaş’, samimiyetle kaleme alınmış, kimlik duygusunun derinlemesine işlendiği bir roman.
       
       Everest Yayınları, 302 sf.
       Çeviren: Neşfa Dereli
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı
       Tür: Roman
       


       
GÖKKUŞAĞINA İKİ BİLET
       Attilâ Şenkon
       
       ‘Gökkuşağına İki Bilet’, Attilâ Şenkon’un yeni romanı. Özyaşamöyküsel özellikler gösteren romanında Şenkon, arka plana 1960’ların Ankarası’nı alır.
       70’lere yaklaşılırken Türkiye’de siyasal çalkantılar baş göstermiştir, bir yandan da toplumun değer yargıları bozulmuş, insani ilişkiler zedelenmeye başlamıştır. Ama bu tablonun üzerinde ayakta kalmaya çabalayan dostluklar, sıcak aile ilişkileri de vardır elbette.
       Babasının kendisine armağan ettiği düş kumbarasında, gündüzdüşlerini biriktiren Işık, bir yandan yazıp boyadığı el emeği kitaplarını yüreğinde taşımakta, bir yandan da çevresindeki değişimi algılamaya çalışmaktadır.
       Romanda, Işık’ın yanı sıra, çocuğunu sevgiyle yetiştirmeye çalışan baba (ki roman ona adanmış bir güzellemedir aslında), canlanıp okuyucunun gözü önünde beliren mahalle arkadaşları Orhan ve Sağkız ve onları birbirlerine bağlayan daha pek çok karaktere de yer açılmıştır. Şenkon romanında komşuluk ilişkilerini anlatırken, kişiler neredeyse birer simgeye dönüşür ve çeşitli dünya görüşlerinin nasıl bir arada yaşayabileceklerini gösterir.
       Böylece ‘Gökkuşağına İki Bilet’, bir türlü oluşturamadığımız kentlilik bilincine, bireyin kendine özgü bir değerler sistemi oluşturmasının gerekliliğine ve çocuğunu sevgiyle yetiştirmiş babalara övgüyle tamamlanır.
       Kitap, özyaşamöyküsel öğeler taşıması nedeniyle de okura ilginç olanaklar sunmakta. Belki her yazar yetişme çağında kendisine bu denli destek olan bir babaya sahip olamaz, ama çocuk-yazar, yönelimlerini ortaya daha o yaşlarda koymaz mı?
       Sonunda, yitirilen şeylere ağlamamız hiç de ayıplanacak bir şey değildir: Çünkü gözlerden yaş dökülmedikçe, yürekte gökkuşağı görünmez.
       Duru, akıcı diliyle, yumuşak üslubuyla Attilâ Şenkon, pek çoğumuza sevgi bağlarımızı yeniden düşünme fırsatı veren incelikli bir roman yaratmış.
       
       Can Yayınları, 112 sf.
       Dizi: Türk Yazarları
       Tür: Roman
       


       
AV
       Michael Crichton
       
       Nevada Çölü’nde bir grup bilim adamı gizli deneyler yapmaktadır. Ancak korkunç bir hata olur ve bulut şeklinde hareket eden mikro-robot kümesi laboratuardan kaçar; onlar kendi başlarına hareket eden, kararlar veren ve üreyebilen mikro varlıklardır. Tıpkı insan gibi akıllı ve öğrenebilir olmaları onları üstün kılmıştır.
       Nanoteknolojik ve yapay zekayla oluşmuş bir dünyanın ev sahipliğini yapan bu varlıkların geliştikleri, uyum sağladıkları ve avcı oldukları bir gerçektir. Ama bir diğer gerçek de artık herkesin av olduğudur.
       
       Michael Crichton:
       Chicago, 1942 doğumlu olan Michael Crichton, Harvard Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kariyerine yazar ve film yapımcısı olarak devam etti.
       Romanları tüm dünyada yüz milyondan fazla satan yazarın eserleri otuz yabancı dile çevrildi; romanlarından on iki tanesi sinemaya aktarıldı. Acil Servis adlı televizyon dizisinin de yaratıcısı olan Crichton, Amerika’da aynı zamanda kitabı, filmi ve televizyon dizisi ‘bir numara’ olmuş tek yazardır. “Tekno gerilimin babası” namıyla tanınan yazar, Andromeda Strain, Kongo, Jurassic Park ve Timeline adlı romanlarının yanı sıra Five Patients, Travels ve Jasper Johns adlı edebiyat-dışı kitaplar da kaleme aldı.
       Filmlerde bilgisayar programları kullanılmasına öncülük eden Crichton, sinema filmleri için bilgisayar programları üreten bir software firmasına da sahip. Yazar, Westworld adlı filminde ilk kez bilgisayar uygulamalı özel efektler kullandı.
       
       Ödüller:
       Michael Crichton, Jeffery Hudson takma adıyla yazdığı ‘A Case of Need’ adlı kitabıyla Amerikan Polisiye Yazarlar Derneği tarafından 1968 yılında; ‘The Great Train Robbery’ adlı kitabıyla da 1980 yılında Edgar Allan Poe Ödülü’nü iki kez kazandı. Ayrıca 1970 yılında ‘Five Patients’ kitabıyla Amerikan Tıp Doktoru Yazarları Derneği Ödülü’nü, 1995 yılında filmlerde ilk kez bilgisayar programıyla görüntü efekti kullanma öncülüğü yaptığı için Amerikan Sinema Akademisi tarafından Görüntü Efektleri Oscarı’nı aldı.
       ‘Acil Servis’ adlı televizyon dizisi ile 1995’te George Foster Peabody Ödülü’nü, yine aynı dizi için 1996’da ‘en iyi drama dalında’ Emmy Ödülü’nü kazandı.
       
       Altın Kitaplar, 464 sf.
       Çeviren: İpek Demir
       Tür: Roman / Tekno gerilim
       


       
TÜRK EDEBİYATINDA SUFİ ÖYKÜLER
       13 Yazar
       
       Bu mütevazı antoloji 13 öyküden oluşuyor. Öykülerin yazarları arasında, Ömer Seyfettin’den Necip Fazıl Kısakürek’e, Sait Faik’ten Sadık Yalsızuçanlar’a pek çok önemli edebi isim yer alıyor.
       Onlar güneşe baktılar ve hep güneşi anlattılar. Bir başka gezegen, bir başka evrenden bahsettiler. İnsanoğlunun ilk ve son günü hakkında akıl yordular. Sonsuzluğa dokundular. Kelimelerle yepyeni bir ülke kurdular. Merak ettiğimiz, ‘acaba nedir?’ dediğimiz şey’ler hakkında bize söyleyecekleri çok şey var.
       Okumaya ve dinlemeye değer.
       
       Okul Yayınları, 154 sf.
       Dizi: Öykü dizisi-1
       Tür: Öykü(ler)
       
       


       Bir Hop - Çiki - Yaya Polisiyesi
PERUKLU CİNAYETLER
       Mehmet Murat Somer
       
       Kafasına peruk geçirilmiş ve makyaj yapılmış halde evinde ölü bulunan bir adam ... Ve aynı şekilde işlenildiği ortaya çıkan bir dizi cinayet...
       Hop - Çiki - Yaya polisiye dizisinin gecelerin kadını, gündüzlerin erkeği, uzakdoğu sporlarına meraklı, zengin ve alımlı dedektifi yine işbaşında!
       Mehmet Murat Somer, ‘Buse Cinayeti’, ‘Jigolo Cinayeti’ ve ‘Peygamber Cinayetleri’nin ardından bu kez de ‘Peruklu Cinayetler’lerle okurlarının karşısında.
       Birbirinden ilginç cinayetleri, İstanbul gecelerinin bambaşka yüzlerini ve soru işaretleriyle dolu olayları eğlencenin ve esprinin eksik olmadığı akıcı bir dille anlatan yazar, polisiye tutkunlarına yine sıradışı bir roman sunuyor. Polisiyeden vazgeçemeyenler için.
       Polisiye türünün başarılı isimlerinden Mehmet Murat Somer’in kitapları Everest Yayınları tarafından yayımlanıyor.
       
       Mehmet Murat Somer:
       Ankara 1959 doğumlu. Ankara Fen Lisesi’nin peşinden, ODTÜ’de mühendislik eğitimi yapmış, kısa süre mühendis, uzun zaman bankacı olarak çalışmış.
       1994 yılından bu yana kurumlara yönetim ve bireysel gelişim eğitimleri vermekte, yönetim danışmanlığı yapmakta.
       Tamamı ısmarlama sinema filmi ve TV dizi senaryoları yazdı; gazete ve dergilerde klasik müzik eleştirileri yayınlandı. Halen İstanbul’da yaşamakta.
       
       Everest Yayınları, 271 sf.
       Polisiye Dizisi: 9
       Tür: Polisiye roman
       


       
SENİN ÖYKÜN HANGİSİ
       İlknur Özdemir
       
       “Özenli, titiz çalışmalarıyla, dili kullanmaktaki ustalığıyla, dünya çapında önemli birçok yapıtı Türkçe’ye çeviren İlknur Özdemir, bu kez bir öykü kitabıyla çıkıyor okurun karşısına. ‘Senin Öykün Hangisi’, yazarın ilk kitabı. Duru, yalın yalın, pırıl pırıl bir Türkçe’yle, abartıya kaçmadan, yapaylığa düşmeden, sıcak, bir o kadar da hüzünlü öyküler yazıyor. Büyük kentlerdeki daralmış yaşamları; içlerine kapanmış, kendi öykülerini taşımaktan yorgun düşmüş insanları; son sözcükleri söylenmemiş yarım aşkları; yalnızlıkları; kalabalıktan kaçışları içtenlikle anlatıyor. Adanın ıssız sokakları, bomboş çay bahçeleri, otobüsler, vapurlar, deniz, birer tablo gibi gözümüzün önünde canlanırken, ele aldığı öykü kişilerinin iç dünyalarını da ustalıkla yansıtıyor. Büyük kent yalnızlığı, iletişimsizlik, kitaptaki bütün öykülerde hissediliyor. Öykü kişileri, her şeyden önce anlaşılmak, birilerine güven duymak istiyorlar. Yazar da haklı olarak soruyor: Senin Öykün Hangisi? Daha bu ilk kitabında İlknur Özdemir, kendine özgü bir ses yakalıyor. Klasik öykü yapısında durum öyküleri yazarak yeni şeyler söylemeyi başarıyor.” [Cemil Kavukçu]
       
       Can Yayınları, 176 sf.
       Dizi: Türk yazarları
       Tür: Öykü(ler)
       
 
       
    MSNBC News 9 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 2 Mart haftasının kitapları
MSNBC News 24 Şubat haftasının kitapları
MSNBC News 17 Şubat haftasının kitapları
MSNBC News 10 Şubat haftasının kitapları
MSNBC News 3 Şubat haftasının kitapları
TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları