|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Feridun Çelikin Diyarbakır bağımsız adaylığıyla kamuoyu gündemine gelen PKK içindeki gelişmeler, ABDnin örgütle mücadele stratejisini de ortaya çıkardı. Türkiyeye Kuzey Iraka müdahale etmemesi karşılığı PKKyı dağıtma sözü veren ABD, Iraka yerleştikten sonra planını uygulamaya başladı. ABD planı, örgüt militanlarıyla silahlı mücadeleye değil, örgütün önce silahlı militanlarını tasfiye etmesi, ardından da Kuzey Iraklı demokratik bir partiye dönüşmesi stratejisine dayanıyordu. Yapılan ilk girişimler sonucu, o dönem örgüt yönetiminde bulunan Osman Öcalan ve arkadaşlarıyla mutabakat da sağlandı. Örgüt bu çerçevede ilk adım olarak henüz bir yıllık KADEKi lağvederek, demokratik bir örgüt olma iddiasındaki KONGRAGELi kurdu. Kuruluş kongresinde KONGRAGELin marksist olmadığının altı çizildi. ABD, silahlı militanların tasfiyesi için Türkiyeden de bir af çıkarılmasını istedi. Affa karşı çıkan AKP Hükümeti, bunun yerine Topluma Kazandırma Yasasını çıkardı. NEDEN TÜRKİYEYE DÖNMEDİLER? Bugün örgüt içindeki tartışmalardan, Osman Öcalan ve arkadaşlarının örgüt militanlarının Topluma Kazandırma Yasasından yararlanmaları ve Türkiyeye dönmeleri için çaba sarfettiklerini anlıyoruz. Osman Öcalan ve arkadaşlarının örgütten uzaklaştırılmalarından sonra yönetimi ele geçiren isimlerden Duran Kalkan diyor ki; Bir grup, hizip olarak son 6-7 aydır örgütlenmiş durumdalar. Yapılanlara bakınca tam dağıtıcılık gözüküyor. Kadroları dağıtıyorlar, herkese İstediğiniz yere gidebilirsiniz diyorlar. Ailelere telefon edip Gelin çocuklarınızı alın diyorlar. Hatta parayla sattıkları bile söyleniyor. Suçlamalar bu kadarla da kalmıyor. Duran Kalkan, Öcalan ve arkadaşlarının ABD ile yaptıkları işbirliği karşılığı örgütün silahlı militanlarının dağıtılmasının ardından 100e yakın üst düzey yöneticiye Avrupada, muhtemelen de Norveçte yaşama hakkı verilmesi yönünde anlaştıklarını ileri sürüyor. Ancak tüm girişimlere rağmen PKK militanlarının silahsızlanması sağlanamadı. İlk nedeni yine Duran Kalkandan öğreniyoruz. Kalkan, İmralı Adasında bulunan Abdullah Öcalanın bu anlaşmayı duyduğu andan itibaren karşı çıktığını, avukatları aracılığıyla Bu tasfiye girişimidir, direnin talimatı verdiğini söylüyor. Bu talimattan sonra Osman Öcalan ve arkadaşlarını örgütten koparan süreç başlıyor. Bir başka neden de, yıllardır silahla yaşayan militanların başka türlü bir yaşam biçimi bilmemeleri, Topluma Kazandırma Yasasını yeterli görmeyip, af isteğinde diretmeleri... Kısacası Türkiyeye dönmekten korkmaları... OSMAN ÖCALAN NE OLACAK? Bugün gelinen noktada Osman Öcalan, Kani Yılmaz, Nizamettin Taş gibi bir dönem en üst düzey yönetici konumundaki isimlerin örgütten atıldıkları anlaşılıyor. Ancak henüz netlik kazanmayan, bu isimlerle birlikte hareket eden grubun büyüklüğü... Yani örgüt içinde ciddi bir bölünmeye yol açıp açmayacağı... Duran Kalkanın ufak bir hizip sözleri propaganda gibi görünüyor. Çünkü Osman Öcalan daha önce Abdullah Öcalanla iki kez ters düşmüş, yönetimden uzaklaştırılmış, ancak her seferinde geri dönmeyi başarmıştı. Abdullah Öcalan, Osman Öcalan ve onunla birlikte hareket edenleri tasfiye etmeyi göze alamamıştı. Osman Öcalanın halen ABDlilerle ve Kuzey Iraklı Kürt gruplarla işbirliği içinde Musul yakınlarında olduğu biliniyor. Peki, Öcalanı bundan sonra nasıl bir gelecek bekliyor? Bu sorunun cevabı biraz da Öcalanın örgüt içindeki gücüne bağlı. Eğer Öcalan örgütten ciddi bir grubu kopartmayı başarır ve bir süre sonra bu grubu silahtan arındırabilirse, görünen o ki önce Kuzey Irakta sonra da başka bir ülkede yaşama şansı yakalayabilecek. Eğer aksi olur da gücünü kaybederse, Kuzey Iraklı Kürtler ve ABDliler nezdinde sığınmacı konumuna düşecek. Bu durumda da Öcalanın Türkiyeye verilmesi her an gündeme gelebilecek... AMERİKA ŞİMDİLİK BEKLEMEDE... ABD, PKK ile mücadeleden vazgeçti, beklemeye çekildi iddialarının aslı bu. ABD için gelişmeler sürpriz değil. Baştan beri uygulamaya koyduğu planı takip ediyor. Bugün gelinen noktada da örgüt içindeki bölünmenin sonucunu bekliyor ve bekleyecek. Eğer bölünme büyük olur ve önemli sayıda militanın tasfiyesi gerçekleşirse ABDnin işi kolay. Kalan silahlı grubun üstüne rahatça gidecektir. Ancak tersi olur da örgüt bölünmez ve silahlı militanlar tasfiye olmazsa ABDnin yeni planlar yapması gerekecek. Çünkü görünen o ki, ABD, Kuzey Irakta daha uzun bir süre silahlı mücadele etmeye niyetli değil, buna cesaret de edemiyor. Bu gelişmeler Ankara için sürpriz mi? Kesinlikle hayır. AKP Hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı baştan beri ABD planını genel hatlarıyla biliyordu. Aksi halde Topluma Yeniden Kazandırma gibi ucube bir yasayı çıkarırlar, bile bile lades derler miydi? Şimdi Ankaranın yaptığı örgüt bölünmez ve silahlı militanlar tasfiye olmazsa ABDnin hangi adımları atacağını tespit etmeye çalışmak. Ankara bir yandan da ABDyi sıkıştırmaya çalışıyor. Galiba Dışişleri Bakanlığı bölünmeden pek umutlu değil ki, son dönemde sık sık ABDnin taahhütlerini yerine getirmesini bekliyoruz açıklamaları yapıyor. Ya ABD taahhütlerini yerine getirmezse?... Olur mu öyle şey canım, müttefik dediğin taahhüdünü yerine getirmez mi hiç?... Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
"Uyan KKTC, dayan Türkiye!" Çözüm Ankara ve Atina'ya kalacak Kıbrıs'ta evlenip de bekar kalmak Pirsiz gazeller sıradan geceler Ankara'da mesaj düellosu On günde on rapordan bir çözüm!.. Kutlu-Dinçer ikilisi yanyana oynar mı? |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||