|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Son dönemde Ankarayı ziyaret eden kişiler içinde belki de Türkiyenin geleceği açısından en önemli isim Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Romano Prodi. Prodinin mesajlarından çok, bizatihi kendisinin gelişi önemli. Bu ziyaret Avrupa kamuoyuna net bir mesaj taşıyor: Türkiyein üyelik perspektifinden vazgeçilemez! Farklı statü önerenlere, Türkiyeyi oyalayacak yöntemler bulunmasını teklif edenlere açık biçimde hayır cevabı verilmiş oluyor. Ankara memnun. Ancak Prodinin ziyaretine yönelik beklentilerini de abartmıyor. Kimse Prodiden Aralık 2004te müzakere tarihi verileceğine dair garanti beklemiyor. Türkiyede yaşananları yerinde görmesi, birinci ağızdan gelişmeleri dinlemesi yeterli. PRODİYE VERİLECEK CEVAPLAR Prodi iki mesaj getiriyor: Kopenhag kriterleri kağıt üstünde tamam ama hayata geçiremediniz. Lütfen gevşemeden uygulamaya geçirin. İkinci mesaj ise Kıbrısla ilgili: Kıbrıs resmen kriter değil ama çözülmezse çok büyük engel. Ankara iki mesaja da yabancı değil. Kopenhag kriterlerinin uygulanması konusunda Hükümetin kendi içinde sıkıntısı yok. 2004ü uygulama yılı ilan ettiler, reformları hayata geçirme konusunda kararlılar. Sıkıntı, reformları uygulayacak bürokratlarda, teknokratlarda. Henüz Hükümet başta yargı olmak üzere pek çok kuruma yeteri kadar söz geçiremiyor, ciddi direnç görüyor. Bunlar kısaca Prodiye anlatılıp, ABnin de bizim elimizi güçlendirecek adımlar atması gerekir denecek. Yine bu başlık altında Ankara, Prodiye AB Türkiyeden beklentilerini abartmamalı! mesajı da verecek. Aralık 2004te Türkiyenin ABye tam üye olmadığı hatırlatılarak müzakere sürecinde atılacak adımlar, yapılacak değişiklikler bizden 2004 Aralık ayında beklenmemeli denecek. KIBRISI YALNIZ BİZ ÇÖZEMEYİZ! Prodinin Kıbrıs uyarıları konusunda Ankara sıkıntılı. İki temel sıkıntı var. Biiir, Ankara henüz çözüm noktasında kendi içinde netleşemedi. Annan Planı üzerinden müzakere masasına oturmak konusunda herkes hem fikir de, iş masada ne söyleneceğine gelince ortalık karışıyor. Asker-sivil o kadar çok değişiklik önerisi var ki, Hükümet bunları kabul ederse ortada Annan Planı kalmayacak. Türk tarafının görüşünü Rumlardan önce Annan reddetip müzakere çağrısı yapmayacak. Hükümetin Annan Planı hakkında gelen eleştiriler sonucu atacağı her geri adım Türkiyeyi masadan uzaklaştırıyor. Bu konu Prodiye özetlenip, AB, Hükümetin elini güçlendirecek adımlar atmalı denecek. O adımlar nedir? derseniz, ikinci sıkıntıya geliyoruz. Annan Planına itiraz edenlerin neredeyse tümü Hükümete aynı şeyi söylüyor: Kardeşim boşa geri adım atıyorsunuz. Rumlar nasıl olsa Mayısta üyeliği garantiledi. Ne masaya otururlar, ne taviz verirler! Hükümet de olur mu öyle şey diyemiyor. İşte Prodiye aktarılacak en büyük sıkıntı bu. Prodiden Avrupa Birliğinin Rumlar ve Yunanlılar üzerinde baskı yapması istenecek. BEHRAM SALİHE VERİLECEK CEVAPLAR Prodiyle eş zamanlı Ankaraya gelen bir başka isim KYBnin bölgesel yönetim sorumlusu Berham Salih. Salih davet edilmedi, kendi talebi üzerine geliyor. Amacı belli; Ankarayı Kürtlerin ateşle oynamadığına ikna etmek, becerebilirse Ankaranın bir süredir yürüttüğü girişimlerini durdurmasını sağlamak. Çünkü Kürtler etnik federasyon dediği günden beri Ankara boş durmuyor. Önce ABD nezdinde girişimler yapıldı. Ancak sonuç hayalkırıklığı oldu. Görüldü ki ABD tehlikelerin farkında ama Kürtlerle de bozuşmak istemiyor. ABDnin birşey yapacaksa bile bunun zaman alacağı ve yeterli etkinlikte olmayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine Ankara sorunun diğer aktörlerine yöneldi. Biraz el altından Arap ülkelerinin nabzı yoklanırken, komşu ülkeler İran ve Suriye ile açıktan görüşüldü. Bu girişime karşı çıkılması konusunda görüş birliği de sağlandı. Çünkü hem İran hem de Suriye Irakın bölünmesinden veya bir federe Kürt devleti kurulmasından endişe ediyor. Ardından Iraktaki Kürt olmayan diğer gruplarla temasa geçildi. Özellikle ülkede ağırlığı olan Şiiler üzerinde duruldu. Onlardan da olumlu cevap alınınca Başbakan Erdoğan dün Şii lider El Hekimle görüşmesinde Ankaranın görüşünü hem de tehdit tonunda dile getirdi; Irak bölünürse komşu ülkeler müdahil olur. Bu mesajın asıl muhatabı elbette ki El Hekim değildi. İki adresi vardı; Iraklı Kürtler ve ABD... Bu görüş bugün net biçimde Berham Salihe de iletilecek. Salih de tıpkı lideri Talabani gibi her türlü esnekliği gösterebilecek politika kurdu olduğu için görüşmelerde kavga döğüş beklenmemeli. Hatta Salihin toplantılardan ağzı kulaklarında çıkıp, Son derece yararlı bir görüşme yaptık demesi bile sizi şaşırtmamalı. Şurası unutulmamalı ki, Salihin Ankarada yapacağı görüşmelerde mutabakata varılması söz konusu bile değil. Taraflar görüşlerini biraz daha detaylı olarak öğrenme imkanı bulacak, gerisi laf-ü güzaf. Bu konuda asıl önemli olan Başbakan Erdoğanın ay sonunda Washingtonda yapacağı görüşmelerde alacağı cevap... Çünkü Türkiye bölge ülkeleri ve diğer etnik gruplar üzerinde ne kadar çalışırsa çalışsın, ABD ikna edilemezse, Kürtleri durdurmak zor görünüyor. Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
On günde on rapordan bir çözüm!.. Kutlu-Dinçer ikilisi yanyana oynar mı? Denktaş mücadeleye Ankara'dan başladı Kıbrıs'ta tam da Ankara'nın istediği oldu! Soruşturma komisyonlarının önündeki iki risk Mesaj alındı, saflar belirlendi... Yeni Kürt politikası ve KADEK'in değişimi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||