Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 10:29 TS 29 Eyl., 2000
Emine Uşaklıgil
 
‘AB’ye düsünen bir kuşakla girilir’
 
Yapı Merkezi Başkanı Ersin Arıoğlu, Türkiye’nin dünyadaki dinamikleri yakalaması için toplumun tüm bireylerinin üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmesini istiyor.
 
Emine Uşaklıgil
NTV-MSNBC
 
25 Temmuz—  Türkiye, geri kalmışlığını nasıl aşacak sorusu gündemde gittikçe ağırlık kazanan bir soru. Sivil toplumun güçlendiğinin görüldüğü ülkemizde, iş dünyasının da üstlenmek durumunda olduğu sorumluluk tartışılıyor. Yapı Merkezi kurucusu ve Başkanı Ersin Arıoğlu, bu sorumluluğu hisseden ve bu konuda girişimde bulunan iş adamlarımızdan. Ersin Arıoğlu ile yaptığımız konuşma, Türkiye’nin dünyadaki değişimleri tetikleyen dinamikden ne kadar uzak kaldığını sergiliyor. Aynı zamanda, toplumdaki gelişmeyi desteklemek üzere, ister birey ister kurum olsun, toplumun istisnasız her üyesine görev düştüğünü gösteriyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
PROJE AÇMAZI
       Ersin Arıoğlu, 1991’de 2000 dolar dolayında olan kişi başı gelirimizin yıllardır 3000 dolarda takılıp kaldığını söylerken, bütçe açığı ve “kara delik” kavramlarının yanı sıra, eşit önem taşıyan ama az dile getirilen bir unsura dikkat çekiyor.
       “Türkiye portföyünde devam eden 5600 proje var. Bunların toplam bedeli 125 milyar dolar iken, bugünde dek ancak 30 milyarlık bir bölümü gerçekleştirildi, bu projelere yılda ancak 3 milyar dolar ayrılabiliyor. Bu gidişle ve yeni bir projenin devreye sokulmamaması halinde, bu projelerin tamamlanması en iyimser koşullarda 15-20 yıl alacaktır. Oysa partiler olsun, milletvekileri ya da bakanlar, veya Devlet Planlama Teşkilatı olsun, hiç kimse bu konuyu tartışmıya bile açmıyor” diyor. Projelerin önceliği ve hayatiyeti tartışılmadığı gibi, ayrılması gereken fonları artırmak da gündeme getirilmiyor.
       Ersin Arıoğlu’na göre, Türkiye’nin tek çıkış yolu, yeni okullar, yeni bir eğitim sistemi, yaratıcı düşünmeyi öğrenmiş yeni bir kuşak. “Bu yeni kuşak bizi Avrupa Birliği’ne de sokar, diğer ülkelerle de rekabet eder, yeter ki bilgi işlemesini bilsin” diyor. Eğitimde yaratıcılığın teşviki, fikirleri ilintilendirebilmeden geçtiğini anlatan Ersin Arıoğlu, dünyada yaşanan değişimin Türkiye gibi geri kalmış ülkeler için önemli bir fırsat sunduğunu savunuyor. Internetin inanılmaz bir hızla yayıldığı ve saatte 100 milyon web sayfasının kurulduğu dünyamızda, yetenekleri geliştirmek için yapılacak yatırım, makineye değil, öğrenmeye öğretecek eğitmene olmalıdır. “Atatürk’ün bıraktığı en önemli miras bilim okur yazarlığıdır” diyen Ersin Arıoğlu, Atatürk’ün 1924’de kurulacak eğitim sistemi konusunda, vizyonu geniş bir Amerikalı eğitimcisi olan John Dewey’i Türkiye’ye davet ettiğini anlatıyor. Böylece Köy Enstitüleri, yaparak öğretme metodunu geliştirmiş Dewey’in önerileri doğrultusunda kurulur. Ersin Arıoğlu: “Atatürk’ü anlamak, ülkeyi bilim doğrultusunda yönlendirmektir” diyor.
       
SOSYAL SORUMLULUK
       “Bilim halkın diline inmeli” diyen Ersin Arıoğlu, Yapı Merkezi olarak, üç projede sosyal sorumluluk üstlendiklerini anlatıyor. Üstlendikleri projeler, bilgi okur yazarı yetiştirmek misyonu ile kurulan Irmak okulu, Davutpaşa’da 2002 Mart’ına kadar kurulacak ve 1 milyon ziyaretçi kapasitesi olacak Bilim Merkezi projesi ve dünya barışı için çalışan uluslararası kriz grubu ICG. “Türkiye’deki gerçekleri görmek ve alarm zili çalmak gerekiyor ki Türkiye ilerleyebilsin. Kişi başına 3000 dolarlık geliri içimize sindirmemiz olanaksız. Kişi başına eğitim harcama ortalaması gelişmiş ülkelerde 1200-1500 dolar arası iken, dünya ortalaması da 200 dolar iken, kişi başına askeri harcaması 200 dolar olan Türkiye’de eğitim için harcanan miktarın 150 dolar düzeyinde olması kabul edilir şey değil” diyor.
       Gelişmiş ülkeler araştırma geliştirmeye kişi başına 1000 dolar ayırırken, bu sayının Türkiye’de 15 dolar düzeyinde olması, bu harcamada da özel sektörün payının de yüzde 20’lerde kalması, Türkiye’deki sorunun cesametini gösteriyor.
       Ersin Arıoğlu, dünyada bilim gelişmesinde, Amerika Birleşik Devletleri’ni kuranların ilginç etkisine dikkat çekiyor. 1897’de yürütmeyi, yargıyı ve yasamayı birbirinden ayıran ABD’nin ilk Anayasası, yazar ve bilim adamlarının yazı ve buluşlarına ilişkin telif haklarını korudu. Biz patent yasasını hala tartışa duralım, bunun sonucu, ABD, yeni buluş sayısında çok açık farkla dünya birinciliğini hep korudu. 1800’lerde 3000 olan yıllık patent sayısı, 20. Yüzyıl’ın başında 100.000’lere, bugünlerde ise 600.000’lere ulaştı. Türkiye’de bu sayının yılda olarak 500’ü aşmaması geri kalmışlığımızın çarpıcı bir ifadesi.
       
       
  Rakamlarla Yapı Merkezi
1965 kuruldu, bugün 14 şirketi bir holding bünyesinde barındırıyor.
Ödenmiş sermayesi 70 milyon USD, çalışanı 1500, cirosu 240 milyon USD.
Raylı ulaşım sistemlerinde, prefabrikasyon teknolojilerinde, cam takviyeli plastik boru üretiminde, tünel sistemlerinde, ARGE'de ve eğitim sistemlerinde lider.
Türkiye-Yunanistan-ABD arasında ile 1999'da kurulan ilk ortak girişimin ortağı olarak, boru teknolojileri konusunda uzmanlığını Balkanlara taşımak üzere.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları