|
ANKARA (A.A) - 12.11.2002 - Atletizm Federasyonu, Süreyya Ayhanın dünyanın en iyi bayan atleti seçilebilmesi için, sporseverleri yardıma çağırdı. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından, dünyanın en başarılı atletlerini belirlemek amacıyla her yıl geleneksel olarak organize edilen yarışmanın bu yılki adayları arasında, Avrupa Şampiyonu ve Dünya Kupası Birincisi Süreyya Ayhan da yer alıyor. Atletizm Federasyonu, dünyanın en başarılı atletlerinin, Avrupa Atletizm Birliğinin (EAA) resmi internet sitesinden, (http://www.european.athletics.org/main.php/id=poll//eaapoll2.php) verilecek oylarla belirleneceğini belirterek, sporseverlerden Süreyya Ayhan lehine oy kullanmalarını istedi. Dünyanın en başarılı erkek ve bayan atletleri, 15er isim arasından oylamayla belirlenecek. DEVEYE NEDEN BOYNUN EĞRİ? DEMİŞLER... Nereden başlamalı bilmem ki: Federasyonun yaptığı çağrının düşündürdüklerinden mi, yoksa Anadolu Ajansının hatalarından mı? Önce haberi düzeltip konuyu gerçeklere yaslayalım: Bir kere, seçilecek olan dünyanın değil Avrupanın en iyi atletleri. Ödülün tam adı da: Waterford Crystal European Athlete of the Year Trophy 2002, yani Waterford Crystal 2002, Avrupanın En İyi Atleti Ödülü. Bu yıl onuncusu düzenlenen yarışmada, atletizmseverler favori erkek ve bayan atletleri için 15 Aralık tarihine kadar oy verebilecekler. Haberde yer alan site adresi bir başka yanlış. Doğrusu: www.european-athletics.org . Oy verme yöntemi ise şöyle: Her iki kategoriden sadece beşer sporcu seçip onları sıralamaya sokuyorsunuz. En beğendiğinizi birinci sırada işaretliyorsunuz ve o atlet beş puan alıyor, sonra ikinci sıradakine dört puan. Diğer üçü de benzer şekilde puanlanıyor... 2001 yılında, Litvanyalı disk atıcı Virgilijus Aleknayı vatandaşları torpil oylarıyla Avrupa üçüncüsü yapınca, komite değerlendirme prosedürünü değiştirmek zorunda kaldı. Bu yıldan itibaren, nihai değerlendirme öncesi ülke sıralamaları yapılacak. Böylece ulusların, kendi atletine verecekleri oyların etkisinin azaltılması amaçlanıyor. Başka bir deyişle, bizim, Ayhan için kullanacağımız oylar onun sadece Türkiye sıralamasında birinci olmasını garanti ediyor. Avrupa birincisi olabilmesi için, başka ülkelerin de başarılı sporcumuza oy vermesi şart. Bilgi olması için geçtiğimiz dokuz yılın yarışma sonuçlarını da verelim. Erkekler 1993 Linford Christie, İngiltere 1994 Colin Jackson, İngiltere 1995 Jonathan Edwards, İngiltere 1996 Jan Zelezny, Çekoslavakya 1997 Wilson Kipketer, Danimarka 1998 Jonathan Edwards, İngiltere 1999 Tomás Dvorak, Çekoslavakya 2000 Jan Zelezny, Çekoslavakya 2001 André Bucher, İsviçre Bayanlar 1993 Sally Gunnell, İngiltere 1994 Irina Privalova, Rusya 1995 Sonia OSullivan, İrlanda 1996 Svetlana Masterkova, Rusya 1997 Astrid Kumbernuss, Almanya 1998 Christine Arron, Fransa 1999 Gabriela Szabo, Romanya 2000 Trine Hattestad, Norveç 2001 Stephanie Graf, Avusturya Avrupanın en iyilerinin seçileceği bu yarışmanın yanı sıra bir de, Uluslararası Atletizm Federasyonu IAAFin 2002de Dünyanın En Başarılı Erkek ve Kadın Atletleri ödülü var. Aday olarak belirlenen on erkek ve on kadın sporcuyu, Uluslararası Atletizm Fonunun (IAF) görev verdiği uzmanlar seçiyor. Süreyya Ayhan da aday on bayan atletin arasında yer alıyor. Ödüller, 17 Kasım 2002 Pazar günü Monte Carloda düzenlenen Dünya Atletizm Galasında açıklandı. Meraklısı için Uluslararası Atletizm Federasyonunun sitesi: www.iaaf.org. (Yarışmanın sonuçlarıyla ilgili haberi NTVMSNBCde bulabilirsiniz) ATATÜRK ELVİSİN ÖNÜNDE AÇIK FARKLA BİRİNCİ! Şimdi gelelim felsefe hatalarına. Benzer bir kampanyayı, ama çok daha güçlü bir seferberlik ruhuyla iki üç sene önce yine yaşamıştık. Time dergisi, yanlış hatırlamıyorsam, yüzyılımızın enlerini seçiyordu. Atatürkün birinci seçilebilmesi için, basınımız, eli kalem tutan ve klavye tıkırdatabilen her Türkü, derginin internet sitesinde oy vermeye çağırmıştı. 2001 baharında Birey Yayıncılıktan çıkan Esir Çocuklar Cehennemi isimli kitabında Mehmet Altan, o günlerde düştüğümüz komik durumu şöyle anlatıyor: Atatürk, Timeın anketinde sanatçılar kategorisinde Elvis Presley ve Bob Dylanı; girişimciler kategorisinde Bill Gates ve Henry Fordu; bilim ve tıp adamları kategorisinde Einsteinı; kahramanlar ve maceracılar kategorisinde Neil Armstrongu geride bırakarak her dalda birinci sıraya yerleşmiş...Türkiye liderini en sanatçı, en girişimci, en bilimci, en kahraman olarak tanımlayarak, dünyanın matrak geçtiği bir gariplik sergilemiş oluyor. Sadece övünme ve övmenin serbest, yerginin ve özeleştirinin yasak olduğu bir toplumun farklı bir resim vermesi de pek mümkün değil zaten...Time anketinde yer alan onca farklı millete mensup insan arasında, dünyayı kendisiyle dalga geçirtecek bir münasebetsizliği bizim yapmamız bir tesadüf mü? Yazık, Süreyya Ayhan önemli bir fırsatı kaçırmış; o yıllarda bugünkü kadar başarılı ve ünlü olsaydı, belki o da ankette Elvisi ve Bill Gatesi geçebilirdi!... Altan devam ediyor: Time anketinden çıkan en üzücü sonuç, Türkiyenin hem bireysellikten, hem de çokseslilikten ne kadar uzak olduğunu bir kez daha sergilemesidir. Bir yabancı derginin bizden başka pek kimsenin isteriye dönüştürmediği anketinde, tercihini Atatürk dışında kullanabilen, örneğin, bilim adamları kategorisinde Einsteina, girişimciler arasında da Bill Gatese oy veren, devlet adamları arasında da daha değişik bir sıralamaya giden kaç Türk çıkar acaba? Ya da böyle bir tek kişi var mı? Aynı ankette Saddam katılsa, Irak da bizim gibi mi davranırdı, yoksa farklı mı? BİZ YAPTIK, SÜREYYA AVRUPANIN EN İYİSİ OLDU Süreyya Ayhan haberini görünce, zaten çift dikiş ilerleyen toplumsal bilincimizin, Time anketinden bu yana hala aynı sınıfı okuduğunu anladım. Ama sporsever olarak bizde de hata var. Böyle bir hatırlatma kampanyasını, atletizmde ilerlemiş bir ülkenin federasyonu başlatır mıydı? Besbelli sporu kazanmayla o denli eşleştirmişiz ki, 1500 metrenin son turuna (!) gelinceye kadar atletizm aklımızın kenarından bile geçmiyor. Yani, federasyonumuz bizi uyarmasa böyle bir yarışmadan haberimiz olmayacak. Ya Federasyon? Başarısı çoktan kanıtlanmış bir sporcumuza neden destek olmamız isteniyor? Hemen yanıt vereyim: Bu tür çabalar, özgüven eksikliğine işaret. Övmeye gelince yere göğe sığdıramadığımız sporcumuzun, ankette diğer adaylardan geride kalacağına o kadar inanmışız ki, ezilmesin diye memleketlilerini yardıma çağırıyoruz. Halbuki Ayhana piyango muamelesi yapmanıza gerek yok; o zaten elit bir atlet ve kazanmaya devam edecek. Diyelim ki milyonlarca Türk, milli görevini yerine getirip oyunu verdi. O zaman, Ayhanın yarışmadaki başarısının sorgulanmasına da neden olmaz mısınız? Yani var sayalım Ayhan, verilen oylarla üçüncü seçildi; atletimizin hak ettiği ödül, Time dergisi anketinde yaşandığı gibi değerini yitirmez mi? Zaten yukarıda açıkladık; organizasyon komitesi bu yıl şark kurnazlıklarına karşı önlemini almış. Bu yaklaşımın bir başka nedeni de, başkalarına olduğumuzdan daha hoş ve başarılı görünme isteğimiz. Doğal halimizle, başkalarına vermeye çalıştığımız görüntü arasında milyonlarca ışık yılı fark var. Örnek mi? Misafir odalarımız; yani, ayda taş çatlasa bir iki kere kullanılmasına rağmen, kuluçkada gibi sıcak ve temiz tuttuğumuz, evlerimizin pek muhtemel en güzel köşeleri. Yanlışlarımız ise düzeltilmesi gereken aksaklıklardan ziyade ayıp ve mahremdir; namus misali. Hemen örtbas edilmeye çalışılır. Oysa eksiklikleri düzeltmenin ilk adımı gerçeklerle yüzleşmektir. Şimdi Süreyya birinci seçilince atletizmimiz birden kalkınacak ve eksikliklerimiz yamanacak, öyle mi? Bırakalım bu yapaylıkları. Atletizme ne kadar fon ayrılacak, kimler sponsor olacak? Nasıl yeni atlet yetiştireceğiz? Atletizmi okullarda nasıl yaygınlaştırırız? Onları konuşalım... Not: Atletizm Federasyonunu aradım. Nazik bir beye durumu aktardım. Yarışma prosedürünü Avrupadan öğrenip bana bilgi vereceğini söyledi. Bu yazıyı gönderdiğim saatte henüz bir haber almamıştım. | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||