|
Neyse, malum sonuç alındıktan sonra Galatasarayın hocası durumu özetliyor: Bunda sorumlu varsa ne başkan, ne de yönetim kuruludur. Tek suçlu benim. Galatasaraylılar bunu hak etmedi. Onlara böyle bir şey yaşatmaya hakkımız yok. Futbolcularıma da bir şey diyemem. Transferinden, sisteminden, taktiğine kadar bu yenilginin faturası bana ait. Bunu birilerinin ödemesi gerekir. O kişi de benim. Başkan ve yönetim kurulunun haksız olmadıklarını söylemek adına faturayı ödemeye hazırım. İlk duyduğunda taraftar: Helal olsun abi, bak delikanlı gibi hatasını kabul etti der. Başkaları ise: İşte liderin özelliklerinden birisi; astlarını ezdirmedi, sorumluluğu üstlendi filan gibi ahkam kesebilir. Eğer spor; oyuncu, teknik ekip, taraftar ve yöneticisiyle ortak bir çaba gerektiriyorsa, yenilginin ve mağlubiyetin açıklaması aynı olmalı. Öyleyse komik bir şey deneyelim. Galatasarayın çok önemli bir başarı kazandığını, örneğin, Şampiyon Kulüplerde final oynayacağını varsayalım ve Fatih Terimin aynı demecini, o maçın basın toplantısı için uyarlayalım: Bunda sorumlu varsa ne başkan, ne de yönetim kuruludur. Bu başarı benim eserimdir. Galatasaraylılar bunu hak etti. Onlara böyle bir şey yaşatmak güzeldi. Futbolcularıma da bir şey diyemem. Transferinden, sisteminden, taktiğine kadar bu galibiyetin çabası bana ait. Bunu birilerinin üstlenmesi gerekir. O kişi de benim. Başarıyı üstlenmeye hazırım. Peki başarıda ganimet herkese eşit paylaştırılıyor, veya paylaştırılıyormuş gibi yapılıyor da, başarısızlıkta insan neden kendini tek başına mahkum ediyor? Bence, bunun birden fazla açıklaması var. Birincisi, hak edilmiş olsa bile, toplumda bireysellik ve kendini açıkça övmek ayıp sayılır. Ama insanın felsefesi, davranışların satır aralarında kendisini daha iyi ifade eder. Size imparator diye tempo tutulduğundaki sessizliğiniz aslında en coşkulu yanıttır. SAMURAYIN KILICI Benim favori açıklamam ise başka. Onda da Terimin kişiliği değil, toplumun DNAsı daha fazla ağırlığa sahip. Bizim toplumda politik olmak, çoğu zaman bilgi ve beceriden daha çok işe yarar. Terim, basın toplantısında: Evet, kötü bir sonuç ve kulüp adına taraftarlarımızdan özür dileriz (Ben değil biz lisanı), ama hala lideriz. Hatalarımızı herkesin yardımıyla irdeleyerek daha iyi olacağız. Bize güvenin diyebilirdi. Oysa, o bunun yerine tartışmayı en çabuk bitiren yanıtı verdi. Galatasarayın teknik patronunun demeci, samurayların intihar etmesine benziyor. Ortada eleştirecek birisi ve tartışacak bir konu kalmıyor. Eleştiri ve geribildirim olmazsa, mağlubiyetler deneyime nasıl dönüşebilir? Terimin, maçtan sonra üzerine gelenlerin görüşlerini dinlemesi ve soruları yanıtlaması çok daha cesurca olurdu. Eleştiriden kurtulmanın en politik-akıllı yöntemlerinden birisi, kendi başarısızlığınızı gereğinden fazla dramatikleştirmektir. Birisi hata yaptığında ona yükleniriz, ama aynı kişi, kendisini sizden daha ağır eleştirirse yanıtınız: Canım abartma. O kadar da değil, sen değerlisin türünden bir teselli olacaktır. Zaten dün, kulüp başkanı, Sezen Aksunun nostaljik gitme dur ne olursununu seslendirmiş. İlk maçta da tribünler ona katılacaktır. YANITIM, F) YUKARIDAKİLERİN HEPSİ Bence Terim her şeye rağmen, bugün Galatasarayın bulabileceği en iyi teknik direktördür. Hata onda değil, sporumuzda ağırlığı olan tüm tarafların felsefi duruşlarında. Bu açıdan Terimin tarzı, kendi kişiliği kadar toplumun zaafiyetlerini de yansıtıyor. Sporda başarı ve başarısızlık, bol faktörlü denklemlerin karmaşık etkileşimi sonucu belirlenir. Gelişmiş toplumlar, performansın zor bir açıklaması olduğunu kabul ederler. Resmin bir parçasını anladıktan sonra tüm evreni açıklamaya kalkmazlar. Bu nedenle başarısızlığı düzeltmek için herkesin katılımını ve çabasını şart koşarlar, çözümün zaman alacağını da iyi bilirler. NTVMSNBCnin, Taraftar sitelerinde fatura Terime başlıklı haberi içinde yer alan ankette Galatasaraydaki düşüşün nedeni soruluyor. Seçenekler ise şöyle: a) Düşüş yok, b) Fatih Terim, c) Futbolcular, d) Yönetim, e) Taraftar ve e) Diğer. Ben, bu ankette kendime uygun bir seçenek bulamadım. Eğer bir düşüş varsa bunda herkesin payının olması gerekmez mi? Takım şampiyon olsaydı, aynı seçenekleri kullanıp yine anket yapılır mıydı? Değerli editörüm Murat Yığcıya not: Bu yorumum sonrası, beni sitedeki sanal kapının önüne koyarsan anlayışla karşılarım; ben politik birisi hiç olamadım ki!... | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||