Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail atmak için fotoğrafın üzerine tıklayınız
 
Kamu zammında
adalet yok!
 
Kamuda ücret adaletsizliğini giderme bahanesi ile belli kadrolara önemli oranda zam yapıldı.
 
 
18 Mart —  Yapılan zam, hiç de küçümsenecek oranda değil, ama yine adaletsiz bulundu ve eleştiriye tabi tutuldu. Eleştiriler de daha çok, “Neden herkese yapılmadı?” noktasında yoğunlaştı. Kimse alınmasın veya üstüne almasın; ama ben bu kamudaki zam işine takmış durumdayım.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hani kabul ediyorum, bu ülkenin kamuda çalışan hocaları, doktorları az ücret alıyor. Ama, gelinen noktada kim ücretinden memnun? İki büyük krizi yaşamış bir ülkenin vatandaşı olarak benim bu işlere isyanım var. Bir kere bu iki büyük zam, nereden kaynaklı? Kamunun kötü yönetimi, kamunun bugüne kadar izlediği hesapsız-kitapsız maliye politikası, kamunun beceriksizliği... daha pek çok kamusal neden sayılabilir. Peki, vatandaşına bu kadar iki büyük krizi yaşatan kamu, kriz sonrası herhangi bir fedakarlıkta bulundu mu? Kocaman bir, HAYIR!
       Ne makam saltanatlarından, ne ücretlerinden, ne lüks harcamalarından, ne çalışmadan para kazanan elemanlarından vazgeçtiler. Soralım bakalım, o çok lafı edilen makam aracı saltanatında nereye geldiler? Kaç araba sattılar? İki büyük krize rağmen, kamu kendisine enflasyon oranında zam yaptı, hatta biraz da üstüne çıktı. Kamudaki bir tek kişi işsiz kalmadı. Dünya yıkılsa iş garantileri sürecek...
       Hiç sağa sola da çekmeyelm, kamuda verilen ücretlerin yüksek olduğunu söylemiyorum; ama bu ülke böylesi iki büyük kriz atlatırken kamu ne fedakarlıkta bulundu, bunu sorguluyorum. Veya, kamu krizin olmaması, krizin daha acısız atlatılması için ne yaptı, Allah aşkına? Ben kamudan önemli tasaruf beklerken, onlar zam politikasını sürdürüyor. Peki bu para nereden gelecek? Kamu kendisi verimli çalışıp, artı değer yaratıp, oradan edindiği vergi ile mi? Buna da kocaman bir HAYIR!
       Yine, vatandaşından topladığı vergileri kendi keyfi için harcayacak. Kamu adaletli davranmadı. Krizin hiçbir neden olmayan, kamu dışında işlerde çalışanlar iki yıldır ya hiç zam almıyor, ya da minik oranlarda kalıyor. Kamunun rakamlarına göre krizler nedeniyle tam 1 milyon kişi işsiz kaldı.
       Bunların hiçbiri de işlerini kötü yaptığı için işsiz kalmadı, kamunun yanlış politikası sonucunda işsiz kaldı. Acaba onların ücretlerinin artırılması için de kamunun bir çabası var mı? Kim ne derse desin, ben böylesi kriz dönemlerinde yapılan tüm bu zamları haksız, adaletsiz ve acımasız buluyorum.
       
HELAL OLSUN DEMEK İÇİN
       Bakın size söyleyeyim, bu yapılan son zamdan onbinlerce, işe hiç gitmediği halde, müşavir, APK uzmanı gibi ünvanlar taşıyanlar da yararlanacak. Üstelik bu bankamatik memurlar, dışarıda kendi bürolarında gayet güzel işler görüp, gayet güzel paralar da kazanıyor. Üniversite hocalarımızı bahane edip, onların sırtından kendilerine zam yaptılar. Bu durumu içine sindirene helal olsun. Ben sindirmiyorum. İsyan ediyorum... Bitirin bu krizi, o zaman istediğiniz zammı yapın; helal olsun diyeyim. Artırın bu ülkenin ulusal gelirini, istediğiniz zammı alın; ama ondan önce insaf biraz.
       
AB TRENİ
       Bu “AB Treni” daha çok konuşulacak.
       Burada da kim ne dersin, bence öncelikle Türkiye burada samimiyetini ortaya koymalı. Hani kızıyorlar, “AB bizden yapamayacağımız şeyleri istiyor” diye. Bir kere daha vurgulamak gerek, AB’nin istediği, Türkiye’nin verdiği Ulusal Programdaki vaadlerini yerine getirmesidir. Bunu da geçtim, bir kez daha belirtmek istiyorum ki, bu vaatlerden hangisi veya AB’nin hangi normu bu ülkenin vatandaşının aleyhine, biri onu açıklasın.


       Şimdi yeni bir terane başladı. “AB zenginlik demek değil.” Tabi, sen çalışmazsan zenginlik demek değil. Ama bir gerçeği de görmeli. AB’ nin, tam üyelik sürecinin başlaması halinde Türkiye’ye aktaracağı fonlar, kaynaklar kimsenin gözüne görünmüyor mu? AB üyesi olup da, ekonomisi daralan, küçülen, veya en az iki kat büyümeyen bir ülke var mı? Türkiye küçük şeylerin peşinde koşarak, korkularına esir olarak bu treni kaçırmamak durumunda. Bu ülke yok olmaz; ama AB treni kaçarsa, daha iyiye de gitmez. Bugünkü durumdan memnunsak, o zaman “AB’ye hayır” diyelim.
       Ama, bugünkü durumdan memnun değilsek, daha şeffaf, daha demokratik, daha özgürlükçü, insanına daha çok saygı gösteren bir kamu istiyorsak AB’ye üyelik için gereğini yapalım. İlla üye olalım derdimiz yoksa bile, AB normlarını gerçekleştirelim. Çok değil, önümüzde sadece 9 ay var. 9 ay sonra 90 yıllık yol alabiliriz.
       Sorumluluk hepimizin.
       
 
       
    MSNBC News Ayrık otları meselesi
MSNBC News Birileri İsrail'e "dur" demeli
MSNBC News Komşular çok önemli
MSNBC News Ortaklar arasında yanık savaşları
MSNBC News İhanet (!) sürüyor
MSNBC News Milletvekilinin eri cezasını öder
MSNBC News AB vatana ihanet mi?
MSNBC News Ediz Hun böyle zulüm görmedi
TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları