| | | | Bu raporu genel olarak olumlu bulduğunu dün ifade ettiğini hatırlatan Yılmaz, “Ancak olumlu yöndeki bu değerlendirmemizi gölgeleyen bazı ifadelerin, bazı hususların varlığını da görmezlikten gelmemiz mümkün değildir” diye konuştu.
Yaptığı çeşitli konuşmalarda Türkiye’nin bu rapora verdiği önemi vurguladığını hatırlatan Yılmaz, Türkiye ile AB arasında Helsinki Zirvesi sonrasında düzelen ilişkilerin yeniden olumsuz bir çizgiye kaymasından kaygı duydukları için hassasiyet gösterdiklerini söyledi.
“İNANCIM TAM”
Yılmaz, bu hassasiyetin koalisyon ortakları ve Meclis’teki diğer partiler tarafından da paylaşılmasını son derece önemli gördüklerini belirterek, şunları kaydetti: “Meclisimizin uyum yasaları konusunda gerekli olan hassasiyeti göstereceğine olan inancım tamdır. Gerçekleştirilen büyük değişiklik ve Parlamento’da gösterilen ortak hassasiyet, bizi ileriye umutla bakmaya sevk etmektedir. Buradan hareketle, Partilerarası Uzlaşma Komisyonu’nun yeni Anayasa değişikliklerini gerçekleştirme yolunda daha büyük adımlar atacağına inanıyoruz.
“İLERLEME RAPORU KARNE NİTELİĞİNDE”
AB ile uyum çerçevesinde ülke olarak dikkat etmemiz gereken bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. İlerleme Raporu dediğimiz yani dün açıklanan belge, tam üyelik sürecindeki ülkelerin attığı adımları gösteren bir nevi karne niteliğindedir. Ev ödevini yapanların gayet tabii ki karneleri de olumlu olacaktır. Bu bizim için olduğu gibi diğer aday ülkeler için de geçerlidir.
Gerekli tüm adımları atmadığımız yani eksik veya yarım bıraktığımız takdirde ilerleme raporunda, elbette ki eleştirilerle karşılaşacağız. Katılım Ortaklığı Belgesi ile Türkiye’nin yapması gereken ev ödevleri belirlenmiştir. Bu eksikliklerin kabul edildiği ve bunların giderileceği de bizim açıkladığımız ulusal programda ifade edilmiştir.”
“BÖBÜRLENMEYE KİMSENİN HAKKI YOK”
Yılmaz, atılan bir kaç adımla “aman ne kadar önemli mesafe aldık” diye böbürlenmeye hiç kimsenin hakkı olmadığını ifade ederek, böyle bir böbürlenmenin Çetin Altan’ın deyimi ile “Türk’ün Türk’e Türk propagandası” yapmaktan başka anlamı olamayacağını söyledi.
Yapılması gerekenin, Türkiye’nin atmayı kabul ettiği adımları bir an önce atıp Avrupa’nın kapısına dayanmak olduğunu kaydeden Yılmaz, ilerleme raporunda geçen “tarama ve analitik” kavramlarına takılanlar olduğunu söyledi.
“Tarama” kavramı yerine “analitik” kavramının öne çıkarılmasını siyasi açıdan olumlu karşılamadıklarını belirten Yılmaz, “teknik” bakımdan ise faydalı bulduklarını kaydetti. Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’nin bir an önce gerçekleştirmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, “tarama ve analitik inceleme” gibi mevzuat uyumunu ilgilendiren konuların zaman içinde gerçekleşeceğini ifade etti.
| |
'İlerleme Raporu hilesiz boy aynası'
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
