Home page
Haber Menüsü


Eğilmez: Devlet memur çıkarmamalı
Garanti Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Eğilmez, Yatırım Fonları Konferansı’nda tartışma yaratacak bir konuşma yaptı. Eğilmez, devletin memur çıkarmaması, kamu harcamalarını azaltmaması, KDV’yi yüzde 5’lere gerektiğini söyledi.
İstanbul
AA
24 Ekim— Garanti Bankası Yönetim Kurulu üyesi Mahfi Eğilmez, kamu harcamalarının kısılmasına ve memurların işten çıkarılmasına karşı çıkarak, “Resesyona girmiş bir ekonomi memur çıkarmaz” dedi. Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan da, Bireysel Emeklilik Sistemi için çok iyi bir tanıtım ve bilgilendirme yapılması halinde, 4-5 yıl sonra minimum 8-10 milyar dolar birikim elde edileceğini söyledi.

   
 
       
   
MSNBC News KDV indirimi tartışması büyüyor
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  1. Ulusal Yatırım Fonları Konferansı çerçevesinde düzenlenen, “Türkiye’de tasarruf potansiyeli, yatırım alışkanlıkları ve ekonomi üzerindeki etkileri “ konulu oturuma başkanlık eden Eğilmez, ilginç bir çıkış yaptı. Resesyona girmiş bir ekonomide, memurların işten çıkarılmasına karşı çıkan Eğilmez, “Kamu harcamalarının kısılması değil, hiç dokunulmaması gerektiği kanısındayım” dedi.
       Vergi indirimine gidilmesi görüşünü dile getiren Mahfi Eğilmez, şunları söyledi:
       “KDV’nin derhal yüzde 5’e indirilmesi gerekli. Faiz dışı fazla fetişinden Türkiye’yi bu dönemde kurtaramazsak biz bu işin içinden çıkamayız. Bunu IMF, Dünya Bankası’na da anlatmamız lazım. Resesyona girmiş bir ekonomi memur çıkarmaz. Biz ise memur çıkarmayı planlıyoruz. Bence en yanlış dönemde Türkiye yanlış hareket yapıyor.”
       
Oral: Bütçe yarınları kurtarmak için

       Türkiye’nin bugün yaşadığı bir sürü hastalığın nedeninin geçmiş olaylarda yattığını savunan Eğilmez, görev zararlarının siyasetçi elinde bir finansman aracı olarak kullanılmasının vahim bir hata olduğunu vurguladı.
       Gerçek iç borç toplamı 45-50 katrilyon lira arasında iken, görev zararının borç stokuna ilave edilmesini çok büyük teknik bir hata olarak niteleyen Eğilmez, “Şimdi siz 105 katrilyon liraya çıkardığınız kamu iç borcunun üstüne 60 milyar dolar da dış borcu koyunca, GSMH’nin yüzde 100’ü kadar borçlu bir ülkeye kimse dönüp borç vermez, Biz kendi kendimizi batırdık” dedi.
       
Bayar: İsdemir’in devri 15 günde bitecek

       Mahfi Eğilmez, dalgalı kura geçişinden de teknik bir hata olduğunu öne sürerek, “Dalgalı kur da bir faciadır” diye konuştu.
       
OKUYAN: 4-5 YIL SONRA, 8-10 MİLYAR $
       Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, bireysel emeklilik sistemi için çok iyi bir tanıtım ve bilgilendirme yapılması halinde, 4-5 yıl sonra minimum 8-10 milyar dolar birikim elde edileceğini belirterek “ Bu, daha sonraki yıllarda, Türkiye’nin yatırım ve istihdamında en önemli faktör haline gelebilir” dedi.
       1. Ulusal Yatırım Fonları Konferansı sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Okuyan, bireysel emeklilik fonlarının bütün dünyada çok ciddi bir birikim sağladığını söyledi. Okuyan “Hem ekonomik sistemini olumlu etkiliyor, hem de tasarrufların en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlıyor. Bu fonlar, ekonominin kendi iç dinamiklerini geliştirmede fayda sağlıyor. Aynı zamanda tasarrufların yatırıma dönüşmesinde katkı sağladığını da biliyoruz” diye konuştu.
       
Birsen: Bireysel emekliliğe geçiş güçlü olmalı

       İtalya’da 36.3 milyar dolar özel emeklilik fonu bulunduğunu, bu rakamın da gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 3’üne, İngiltere’deki 861 milyar dolarlık özel emeklilik fonunun da yüzde 74.7’sine tekabül ettiğine dikkati çeken Okuyan, Japonya’da 1 trilyon 917 milyar dolar, ABD’de ise 4 trilyon 303 milyar dolarlık özel emeklilik fonu bulunduğunu anlattı.
       Türkiye’de halen 1.5 milyar dolar civarında, fonda para bulunduğunu bildiren Okuyan “İnanıyorum ki, çok iyi tanıtım, bilgilendirme yapılırsa, 4-5 sene sonra minimum 8-10 milyar dolar bir birikim olur. Bu, daha sonraki yıllarda Türkiye’nin yatırım ve istihdamında en önemli faktör haline gelebilir” dedi.
       
BİREYSEL EMEKLİLİK İYİ TANITILMALI
       Yaşar Okuyan, mevcut ekonomik şartlar dikkate alndığında “toplumun, şu anda her şeye olan güveninin tartışılır halde olduğunu” ifade ederek, “Özel emeklilik sistemi içinde bu işe yatırım yapan kuruluşlar, iyi ve inandırıcı bilgilerle halkın huzuruna çıkarlarsa, iştirakçilerin fevkalade dikkatini çekerler” diye konuştu.
       Bireysel emeklilik sisteminin tanıtımının Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda olduğunu belirten Okuyan, şunları kaydetti:
       “Benim bakanlığımı ilgilendiren en önemli konu, sosyal güvenlik reformu uygulamalarında sigorta kuruluşları ile beraber sosyal güvence getirebilecek ve sosyal güvenlik kuruluşlarının, toplumun bütününü, pozitif bir noktaya gelinmesini hedefleyen çalışmalar içerisinde özel emeklilik sistemi kurarak bir aktif katılımın sağlanmasıdır. Bunun için elimizden geleni yapacağız.”
       
2002’DE AÇIK 7.9 KATRİLYON
       Okuyan, “2002 yılı bütçesinin işçi ve işveren kesimine neler getireceğine” dair bir soru üzerine, şunları söyledi: “2002 bütçesinin fevkalade sıkıntılı bir bütçe olduğunu, sayın bakan da açıkladı. 2002’de, 27 katrilyon bir bütçe açığı görüyoruz. Elde ettiğimiz gelirlerin büyük bir kısmı faizleri bile karşılayamaz durumda. Sosyal güvenlik kuruluşlarının açığı için öngörülen 7.9 katrilyona mukabil, bütün Türkiye’de yapılan yatırımlara ayrılan pay sadece 5.7 katrilyon. Bu rakamlar önümüzdeki yılın kolay bir yıl olmayacağını gösteriyor. Önemli olan hep beraber ülkenin geleceğinin önündeki bu sorunların aşılmasında bir işbirliği yapmaktır. Bu olursa alınan tedbirler daha olumlu, kısa sürede sonuç verecek.”
       
ÖZYILDIZ: BELİRLEYİCİ UNSUR KURUMSAL YATIRIMCI
       Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız da, kamu borçlanmasında yaşanan sıkıntılara işaret ederek, “Bu kısır döngüden çıkışta en belirleyici unsur, kurumsal yatırımcılar olacaktır” dedi.
       Konferansta konuşan Özyıldız, arz ve talep tarafındaki iki baskın yapının, Hazine’nin büyük miktarlarda ve çok kısa sayılabilecek vadelerde borçlanması sonucunu doğurduğunu söyledi.
       Özyıldız, bu durumun faiz oranlarını yükselttiğini, belirsizliği artırdığını, dolayısıyla ekonomik istikrarın oluşmasını güçleştirdiğini vurgulayarak, “Bununla birlikte, gittikçe derinleşmekte olan sermaye arzı ve talebi yönündeki sorunların, her iki alanda da kapsamlı yapısal reformlarla aşılabileceğini düşünüyorum” dedi.
       Kamunun borçlanma gereğinin, başta bütçe olmak üzere, kamudaki fazla yaratılması, özelleştirme gelirlerinin artmasıyla zaman içinde azalacağını kaydeden Özyıldız, programda yer alan temel yapısal reformların ve bu yöndeki olumlu gelişmelerin de hızlanacağının beklendiğini söyledi.
       Hakan Özyıldız, şunları kaydetti:
       “Kamu sermaye yapısındaki değişimin, sermaye arzı yönünde yapılacak ve yapılmakta olan değişimlerle birlikte daha büyük bir ivme kazanacağı açıktır. Diğer taraftan sermaye arzı yönündeki kısır döngünün de kırılması gereklidir. Kamu, ağırlıkla bankacılık sisteminden borçlanmakta, bankacılık sistemindeki fonların ise pasif yapısının birkaç ay vadeli olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu durum, kamusal borçlanmanın vade yapısında da belirleyici rol oynamaktadır. Ekonomide kalıcı istikrarın olmayışının yarattığı geleceğe ilişkin belirsizlik, vade yapılarını kısaltırken, bu durum aynı zamanda, kamunun sürekli ve artan orandaki kısa vadeli borçlanmasını ve piyasaların buna endekslenmesini de beraberinde getirmektedir. Bu kısır döngüden çıkışta en belirleyici unsur, kurumsal yatırımcılar olacaktır.”
       Özyıldız, yatırım fonları, sigortacılık sektörü ve özellikle bireysel emeklilik sisteminde yaratılacak uzun vadeli fonlarla, kurumsal yatırımcıların mali sistem içerisindeki payını artırarak iç borçlanmanın yapısında ve kaynaklarındaki değişimin de beraberinde gelmesinin beklendiğini kaydetti.
       Hakan Özyıldız, devamla şunları söyledi:
       “Kamunun borçlanma gereksiniminin yüksek oluşu, bu alandaki sermaye arzının önemli bir kısmını talep etmesi ve kullanmasının özel kesimin ihtiyaç duyduğu finansman kaynaklarında daralmalara neden olduğu aşikardır. Bununla birlikte özel ve kamu kesiminin finansman taleplerinin rekabetçi bir ortamda karşılanması beklenmektedir. Ancak, para ve sermaye piyasalarının derinliğinin az oluşu ve yatırım araçlarının yetersizliği bunu engellemektedir. Uzun vadeli finansman kaynaklarındaki değişime paralel olarak, para ve sermaye piyasalarında da olumlu gelişmelerin yaşanması beklenen bir sonuçtur.”
       Özellikle bireysel emeklilik sisteminde bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarından oluşacak uzun vadeli fonların artan oranda uzun vadeli yatırımlarına olan talebi artırabileceğini belirten Özyıldız, bu sistemde yaratılan uzun vadeli fon arzının, para ve sermaye piyasalarında yatırım araçlarının çeşitlenmesine ve daha uzun vadeli yatırım araçlarının geliştirilmesine olanak sağlayacağını söyledi.
       
NÜFUSTA YAŞLANMA
       Henüz genç bir toplum olmamıza karşın sistemin hızla bozulan mali dengesinin, ekonomik istikrarı tehdit eder boyutlara ulaşması nedeniyle, Türkiye’de sosyal güvenlik reformunun yapılmasının kaçınılmaz bir hale geldiğini savunan Özyıldız, OECD üyesi ülkelerde, 60 yaş üzerindeki nüfusun toplam nüfusa oranının yüzde 20 olmasına rağmen, Türkiye’de bunun yüzde 7 olduğunu, 2030’da 16 ve 2050’de de yüzde 23’e çıkmasının beklendiğini bildirdi.
       Ülke nüfusunun hızla yaşlanacak olması sonucu, artacak yaşlı nüfusla birlikte uzak olmayan bir gelecekte sosyal güvenlik sistemindeki mali krizin derinleşmesinin kaçınılmaz olabileceğine işaret eden Özyıldız, bu durumun ileriye dönük önlemlerin hemen alınmasının ve fon birikiminin oluşturulmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi.
       SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’ndan oluşan sosyal güvenlik sistemindeki yeniden yapılandırmanın kaçınılmaz olduğunu belirten Özyıldız, 7 Ekim 2001’de yürürlüğe giren bireysel emeklilik sisteminde, kamunun gözetim ve denetim sorumluluğunun hayati bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
       Özyıldız, “Bireysel emeklilik sistemi, nimet-külfet dengesini tam olarak sağlayan bireysel hesaplara dayalı fonlu sistem olarak kamuya herhangi bir ek yük getirisi de mümkün bulunmamaktadır” dedi.
       
NAS: ANAP SEÇENEK ARAYIŞINDA
       ANAP İstanbul Milletvekili Nesrin Nas da konuşmasında, partisinin ekonomide seçenek arayışında olduğunu anlattı. Türkiye’nin en büyük ekonomik bunalımı yaşadığı ve toplumda geleceğe duyulan güvenin erozyona uğradığı böyle bir ortamda seçenek arayışlarının normal olduğunu belirten Nas, vergide, özellike KDV oranlarında geçici olarak indirime gidilmesini savunduklarını bildirdi.
       BDDK Başkan Yardımcısı Ceyla Pazarbaşıoğlu da konuşmasında, yaşanan krizin bir yerde zorunlu yeniden yapılandırmaya yardım eden bir unsur olduğunu belirterek, “Bu fırsatı iyi kullanırsak, çok daha iyi yere gelebiliriz” dedi.
       BDDK’nın finansal sistemi sağlıklı hale getirmek ve bu sistemi muhafaza etme yönündeki çalışmalarını anlatan Pazarbaşıoğlu, bankaların aktif büyüklüğüne değinirken, kamu ve TMSF bankalarından özel bankalara mevduat geçişinin arttığını, likiditelerde iyi gelişmeler görüldüğünü bildirdi.
        İstanbul Altın Borsası Başkanı Serdar Çıtak ise sene başında 4.6 milyar lira olan külçe altının 14 milyar liraya kadar çıktığını belirterek, “Aradaki fark vergilendirildiği zaman sektör kayıtdışına çıkıyor. Bu sektörün vergi problemi var. Sektöre yönelik özel bir vergi düzenlemesi getirilmeli” dedi.
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları