Home page
Haber Menüsü


Garanti Bankası Genel Müdürü Özen, toplantı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ergun Özen
Özen: Çerçeve tamam, resmi boyuyoruz
Garanti Bankası Genel Müdürü Özen, İstanbul Yaklaşımı’nda çerçevenin belli olduğunu kaydederek “Resmi boyamaya başladık” dedi. Özen, kaynak için çabaların hızlandırğını belirterek, “2002’yi kurtarmak için yılsonuna kadar güzel kararlar alınacak” dedi.
İstanbul
AA
    15 Ekim—  Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, İstanbul Yaklaşımı’nda çerçevenin belli olduğunu belirterek, “Resmi boyamaya başladık” dedi. Özen, Finans ve Üretim Danışma Kurulu toplantısı ardından yaptığı açıklamada, yüzde 4’lük büyüme hedefinin yüksek olduğunu, yüzde 2-3 rakamının yakalanabileceğini söyledi. Özen, kaynak için çabaların hızlandırğını belirterek, “2002’yi kurtarmak için yılsonuna kadar güzel kararlar alınacak” dedi.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
FAİZ DIŞI FAZLA ÇOK ÖNEMLİ
       2002 yılı bütçesinde öngörülen yüzde 6.5’lik faiz dışı fazlaya da değinen Özen, “Yüzde 6.5’lik faiz dışı fazla çok önemli. Vazgeçilmeyecek birşey varsa, bu yüzde 6.5 faiz dışı fazlaya ulaşabilmek. Buna gerek hükümet, gerek IMF ikna olursa ilave kaynak da gelir. Her şey gelebilir. Önümüzdeki günlerin konusu bu olacak” diye konuştu.
       Ergun Özen, Varlık Yönetimi Şirketi’ne ayrılacak kaynağa ilişkin bir soruya da, bu konuların konuşulmadığını, ancak yurtdışından ve bankacılık sisteminden kaynak bulunabileceğini söyledi.
       “Bunun metodları var. Malezya’da, Kore’de yapılmış” diyen Özen, mevduat karşılıklarının ve döviz munzam karşılıklarının buraya aktarılabileceğini söyledi.
Derviş: İstanbul Yaklaşımı Ekim sonu faaliyette

       
YÜZDE 4 BÜYÜME HEDEFİ FAZLA
       Garanti Bankası Genel Müdürü, 2002 mali bütçesinde öngörülen yüzde 4’lük büyüme hedefiyle ilgili sorulan bir soruya, özel sektör temsilcileri olarak yüzde 4 büyüme hedefini fazla bulduklarını kaydetti. Özen, şunları söyledi: “Biz, yüzde 4’ü fazla bulsak da, yüzde 2-3 olabilir diye düşünüyoruz. Bu ayın sonuna ve yıl sonuna kadar bütün bu konularda somut kararlar alınacak.”
       Özen, reel sektör temsilcileri ile bankacıların görüşmesinde herkesin en azından ortak payda da buluşmaya başladığını dile getirerek, “Bankacılık sektörü, reel sektör, Ankara...Dolayısıyla, artık işin çerçevesi belli oldu. Şimdi resmi boyama zamanı. Resmi de boyamaya başladık” dedi.
       
KUR REJİMİNE DEVAM
       Özen, yıl sonuna kadar çok önemli bir zaman olduğunu ve bunu çok iyi kullanmak gerektiğini vurguladı. Toplantının sabahki bölümünde Varlık Yönetimi Şirketi ile ilgili bir toplantı yaptıklarını anlatan Özen, “Kamu görevlileri ciddi bir şekilde çalışıyorlar. Ankara bunun farkında” dedi.
       Bir gazetecinin toplantıda piyasalara ilişkin bir değerlendirme yapılıp yapılmadığını sorması üzerine Özen, “Piyasaya ilişkin bir şey yok. Kur rejimine devam” karşılığını verdi. Özen, şunları kaydetti:
       “11 Eylül olaylarını da değerlendirdik. Şansız bir olay tabii. 11 Eylül’e kadar kurlarda bir istikrar vardı. Bunu söyledi sayın Derviş. Onun dışında baktığımız zaman, 11 Eylül’ün etkileri yavaş yavaş geçecek gibi gözüküyor. Toplantıda bütçeye girmedik. Bütçe konusunda Ankara bir çalışma yaptı biliyorsunuz. Şimdi, IMF ile oturup onu tartışacaklar. Londra Yaklaşımı konusunda da mevzuat değişiklikleri gerekiyor. Bunun üzerinde çalışılıyor. Mevzuat değişiklikleri yapılacak. Varlık Yönetimi Şirketi açısından da bakarsak, burda en önemli konu kaynak. Kaynak bulmak için de çabalar başladı. Ancak, bunu spesifik olarak tartışmadık. En azından şunu söyleyeyim, somut çabalar başladı. 2002’yi kurtarmak için yıl sonuna kadar güzel kararlar alınacak.”
       
  LONDRA YAKLAŞIMI'NIN AYRINTILARI
Batık borçların iflas dışında çözülmesini öngören plan niteliğindeki Londra Yaklaşımı'nın ana hatları şöyle:
Londra yaklaşımı, 1990 yılında Bank of England tarafından geliştirilen bir model. Modelin uygulandığı ülkeler ise, Güney Kore, Tayland, Endonezya ve Malezya gibi Güneydoğu Asya ülkeleri.
Londra yaklaşımı, esnek ve banka camiasının tamamen gönüllü kabul ettiği bir model olarak tanımlanıyor. Ön koşul, banka camiasının bu yaklaşımıın getireceği yaptırımları gönüllü kabul etmesi.
Yaklaşım kapsamında öncelikle, yaşayabilecek firmalar ve yaşayamayacak firmalar şeklinde ayrım yapılıyor. Yaşayabilecek firmalar arasında yeralmanın koşulu, uluslararası pazarlarda rekabet gücüne erişmiş veya gücü oluşturmuş müessese olmak. Bu ayrımı genelde bankalar yapıyor. Yaşayamayacak firmalar kaderlerine terk ediliyor ve plan yaşayabilecek firmalar için uygulamaya giriyor.
Ödeme zorluğuna düşen şirket iflasa zorlanmayacak, aksine bankaların bu şirketlere desteği sağlanacak.
Borçlu firmanın geleceğine yönelik tüm kararlar banka ve diğer taraflar tarafından anlaşılabilir bilgiler üzerine alınacak.
Bankalar mutlaka koordine içinde çalışacak ve zarardan doğan yük paylaşılacak.
4 ana maddeden oluşan Londra yaklaşımında, hem değerlendirmelerin tarafsız olması ve hem de taraflar arasında itilaflar çıkmasına karşın "Reel Sektör Koordinasyon Komitesi" adı altında bir Tahkim Kurulu'nun da oluşturulması bekleniyor.
NTV

       Özen, bir gazetecinin kaynak bulmaya ilişkin sorusu üzerine ise şunları söyledi:
       “Bu işin bir gelir tarafı var. Yaklaşık 57 katrilyon liralık bir vergi geliri var. Bu gerçek dışı değil, hakikaten ulaşılabilir. Ama, mali disiplinlere sağlam sarılmak lazım. Tabii işin büyük kısmı, harcamalar tarafında... Harcamalar da ciddi kesilecek. 97 katrilyonluk bir bütçe yapılabilir gibi duruyor.”
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları